Siyasette “kurnazlık, zekanın ana bir baba ayrı kardeşidir” derler. Bir düşünür de “İnsan çöküşüne yakın büyüklüğe kapılır” diyor.
Hayırlı olsun!
AKP kongresi dün yapıldı.
Yenilikler göz kamaştırıcıydı.
Diğer parti kongrelerinde “parti başkanına” yapışarak yürümeler, omuzlamalar, boynuna sarılıp öpmeler, itişip kakışmalar, kulağının dibinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye slogan bağırmaları bitiren bir yeni tarz bulunmuştu.
Xxx
Ben TV’den izledim.
Kongre yapma çağ atlamıştı.
Bir podyum (defilelerde mankenlerin yürüdüğü çıkıntılı mekan) yapılmış, üzerine kırmızı halı serilmişti. Parti Başkanı Tayyip Erdoğan ve eşi, bu podyumda birlikte, her üç adımda bir, iki yana konulmuş vazolar içinden kırmızı karanfil demetlerini alıp kongreye katılan partililere atılar.
Defile gibi kongre yapıldı.
Diğer partilere örnek olsun.
Xxx
AKP Başkanı ve Başbakan, bol şiirli, Allah, Peygamber, Sultan Alpaslan söylemli, şehitleri rahmetle anan, Aşık Veysel’in sesinden “uzun ince bir yoldayız” dinletmeli 2 saati aşan konuşmasında; “siyaset ikbal kapısı değildir” vurgusu yaptı.
Siyaset geçim arıcı olmamalıydı.
Servet yapma aracı yapılmalıydı.
Makam, mevki tutma aleti değildi.
Millete hizmet davası olmalıydı.
Xxx
Çok güzel sözlerdi bunlar!
Lafta da kalmamalıydı!
Partisinin defile özenine kavuşturulmuş kongresinde Başbakan kürsüde “siyaset ikbal (mevki-makam sahibi olma, servet yapma aracı) kapısı değildir” diyor fakat kendine “President Tayyip kapısını” aralıyordu.
President: Başkan.
Vice President: Başkan Yardımcısı.
ABD Başkanı’na “President Obama” deniyor.
Onun seçtiği yardımcısı ise “Vice President” diye çağrılıyor.
Türkiye Amerikan sistemine geçiyor.
Xxx
Bu kongrede görüldü ki, halka söylenildiği gibi “3 dönem üst üste milletvekili, bakan, başbakan, belediye başkanı olanlar siyasetten çekilip koltuklarını gençlere bırakarak bir hücre yenilenmesi” yapmıyorlar.
Bakanlar 1 yıl mola veriyor.
Milletvekilleri 1 yıl ara veriyor.
Fakat siyasetten kopmuyorlar.
Başbakan ise hiç mola vermiyor.
Türkiye başkanlık sistemine yani “President Tayip ve Vice President Numan” yönetimine geçiyor. Başbakan, “Biz millete hizmeti o kadar çok seviyoruz ki, bizim molamız bile millete hizmet için” diyor.
Xxx
Tayyip Erdoğan, HAS Partiyi kapatmadan önce kendisine “İsrail ve ABD ile bir oldun Müslüman kanı akıttın… Harun gibi geldin Karun oldun…” diyen Numan Kurtulmuş’u partisine aldı.
Cuma günü “camiye beraber” gittiler.
Abdullah Gül’ün önünü kestiler.
Tayyip birinci adam.
Numan ikinci adam.
President Tayyip.
Vice President Numan.
Tayyip Erdoğan, “siyaset ikbal kapısı olmadığı” için Başbakanlığı bırakacak fakat “molamız bile halka hizmet için” diyerek “hem cumhurbaşkanlığını ve hem de başbakanlığı kendi elinde” toplayacak.
Siyasette kurnazlık.
Alkışlasın Millet!
Özür: Dünkü yazıda Lozan Antlaşması tarihini 23 Ağustos 1923 diye yazdım. 24 Temmuz 1923 olacak.
(uyan borusu)
Bakan’ın damadı!
İki hafta önce yayınlanan ve herkesin duyduğu habere göre; Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın damadı işadamı Murat Barış, içinde 500 bin TL dolu çantayı park yerinde arabasında bırakmış, banka şubesine para çekmeye gitmişti. Hırsızlar arabasındaki çantayı çalıp kaçmıştı. 8 bin TL’nin üstündeki bütün ödemelerin banka yoluyla yapılması yasa gereğiyken Bakan’ın damadı niçin 500 bin TL’yi çantasında taşıyordu? Bu paranın vergisi ödenmiş miydi? Maliye Bakanlığı bu konuları araştırdı mı?