Askerlerin tutuksuz yargılanması
Pazar, Ağustos 12, 2012
Mehmet Perinçek ile haftalık görüşümüz var. Yasal hakkımız, 45 dakika. Görüşme banta alınıyor. Belki bir gün yayınlanır. Kamuya sunulacak içerikte olduğu için söylüyorum.
Deniz Feneri tutukluları için Tayyip Erdoğan’ın çağrısı var mıydı?
Mehmet, Çarşamba günü Tayyip Erdoğan’ın ” Askerler tutuksuz yargılanmalı ” açıklaması üzerine şu soruları sordu:
Recep Tayyip Erdoğan,
” Deniz Feneri sanıklan tutuksuz yargılanmalı ” diye bir açıklama yapmış mıydı?
” Hizbullah hükümlüleri serbest bırakılsın ” diye bir çağrıda bulundu mu?
Nedim Şener ve Ahmet Şık için beyanatı var mı?
KCK’da son bırakılanlar için bir işareti görüldü mü?
Gladyo’nun 80 öncesi cinayetlerinde kullandığı tetikçilerin bırakılması için konuştu mu?
İlanatın anlamı?
Tayyip Erdoğan, tahliye talimatlannı kamuoyu önünde ilan etmiyor. İlan ettikleri ise, bırakılmıyor. Askerlerin tahliye edilmelerini gerçekten istese, haber göndermesi yeter. Hatta ilan etmesi, hâkimlere, ” Benim dediklerime bakmayın ” bildirimi olarak da anlaşılacaktır. Yargıçlar, Tayyip Erdoğan’ın talimatlanyla karar verdikleri manzarasının böyle apaçık ortaya çıkmasını isterler mi hiç.
Bu nedenle Tayyip Erdoğan’ın bu açıklamayla, askerlerin tahliyesini zorlaştırdığı yorumu dahi yapılabilir.
Bu açıklamanın çok önemli bir nedeni var. Güneydoğu da askerin etkin bir mücadele yürütmediği ortadadır. Bunu herkes görüyor. ABD, şu anda istediğini elde etmiştir.
40 seçkin komutanın tutuklu olduklan için tasfiyesi, ordu içindeki hoşnutsuzluğu daha da yaygınlaştırdı ve şiddetlendirdi.
Tayyip Erdoğan’ın basıncı düşürmek için, tutuklu askerlere umut veren açıklamalara başvurduğu ortadadır. Aynca orduya yapılan tertibin dışında gözükme çabasındadır.
Savaşan subay ve astsubayın kafasındaki çengel
Askerler, Silivri’de ” niçin ülke bütünlüğü için savaştın ” suçlamasıyla yargılanırken, Güneydoğu’daki subay ve astsubayın görevini yerine getirmesi beklenemez. Özellikle bölücülüğe karşı mücadele içindeki rütbelilerin kafasında ” beni de içeri alırlar mı ” çengelleri asılıdır.
Daha önemlisi, AKP iktidannın özerklik üzerinden bölme harekâtının içinde olduğunu, herkesten çok subaylar görmektedir. ” Boş yere ölme ” düşüncesiyle savaşan bir ordu, dünya tarihinde görülmemiştir.
Ordusuz kalmak!
Ulusal Kanal, bu yıl ” Ordusuz Kalmak ” diye bir Çin filmi yayınlanmıştı. Defalarca gösterilmelidir.
Tayyip ErdoğanAbdullah Gül yönetimi, Türk Ordusuna karşı Ergenekon- Balyoz -Poyrazköy soruşturmalarıyla başlattığı harekâtı, bugün Suriye’de sürdürüyor. ABD’nin Türk Ordusunun savaş gücünü kırmak için, iç cephedeki harekâtı Ergenekon’dur; dış harekât ise Suriye cephesidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, yeni bir itibar kaybı sürecine itilmektedir. Düşününüz, Suriye’de El Kaide gibi CIA güdümlü terör örgütleriyle birlikte iç yıkıcılık faaliyetine giren Ankara’daki iktidar sahipleri, bu suçlanna TSK’yi de ortak etmektedirler.
Suriye’deki Haçlı terörünü destekleyen bütün faaliyetler, yalnız Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan yönetimini yüz kızartıcı hallere düşürmekle kalmıyor, Ordunun itibarına da ağır darbeler indiriyor. Böylece Türk Ordusu ülke bütünlüğünü sağlamaya yönelik haklı görevlerini de başanyla yürütemeyeceği bir sürece itilmektedir.
Komuta kademesi, bunu görmüyorsa, komutan niteliğinden söz edilemez.
Durumu kurtarmayan moral faaliyeti
Bu koşullarda Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, yaralanan Mehmetçiklere ” geçmiş olsun ” ziyaretleriyle durumu kurtaramaz. ”
Geçmiş olsun ” denen asker, Güneydoğuda arkadan vurulduğunu biliyor; Suriye’de ise kardeş bir halkın üzerine sürülme vicdansızlığıma kar şı karşıya olduğunu.
TSK’ye moral için 2 yakıcı görev
Bugün Türk Ordusunun moralini yerine getirecek iki uygulamaya yakıcı olarak gerek vardır:
1. Ergenekon, Balyoz vb. tertiplere derhal son verilmeli ve Silivri-Hasdal-Maltepe-Hadımköy kapıları derhal açılmalıdır.
2. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye, Irak ve İran gibi komşu ülkelere karşı ABD emperyalizminin emrindeki harekâtlarda rol almayacağını, bir yolunu bularak milletine duyurmalıdır.
Tags