Fenerbahçe Kuvayı Milliye ise Cumhuriyet yürüyüşünde niye yok?



Hatırlayın Aziz Yıldırım tahliye olduğu gün  ne demişti?
“Fenerbahçe Kuvayı Milliyedir.”
Peki Yıldırım böyle bir ifadeyi niye kullanmıştı?
Fenerbahçe Camiasının AKP ile F tipi örgüte alenen meydan okuduğu için!
Evet Fenerbahçeliler kulüplerini ele geçirmek isteyen o malum cepheye karşı başkaldırarak  muhalif bir dalga yaratmış ve bunu belli ölçülerde kitleselleştirmişti. 
3 Temmuz’da şike iddiaları ile başlayan o malum süreç ve yaşananlar Fenerbahçe Spor Kulübü’nü tıpkı Kurtuluş Savaşı günlerimizdeki gibi asıl hüviyetinden çıkarıp milli bir gayenin aracısı yapmıştır.
Hakkını bir kere teslim edelim. O süreçte Tayyip Erdoğan’ın eski kankası olan Aziz Yıldırım  da dik durmuş ve bu tavrı sadece Fenerbahçeliler tarafından değil, AKP hukuksuzluğundan yaka silen herkes tarafından takdir görmüştü.
Ancak...
Aziz Yıldırım’ın dün takındığı o muhteşem tavır ile bugünkü tutumu maalesef farklılık  arzediyor.
Birinci boyut Fenerbahçe yönetimini AKP’nin adeta MKYK’sına dönüştürmüştür.
Başbakan’ın oğlunun kayınçosundan Kadir Topbaş’ın oğluna kadar pek çok AKP’li isim son kongrede yönetime alınmıştır ki bu tercih Fenerbahçe Camiasının 3 Temmuz süreci sonrasındaki mücadelesiyle tezat teşkil etmektedir.
İlaveten Aziz bey tahliye olduğu gün ettiği Fenerbahçe Kuvayı Milliyedir sözünün gereğini hiçbir şekilde yapmamış tersine AKP ile, F Tipi örgütle uzlaşmaya gitmiştir.
Haksızlık ediyorsam Aziz Yıldırım açıklasın lütfen; kendi ifadesi ile Kuvayı Milliye olan Fenerbahçe Spor Kulübü Cumhuriyet Bayramı yürüyüşünde kurum olarak niye yoktur?
Aziz beyde samimiyet ve hâlâ dik duruş var ise Fenerbahçe’nin Cumhuriyet yürüyüşünde en ön safta kulüp bayrağı ile yer alacağını açıklaması gerekiyor... Bekliyoruz.

NOT: Aziz Yıldırım AKP korkusundan sinse bile biz gerçek Fenerbahçeliler, Cimbomlular, Kara Kartallar, Trabzonsporlular ve tüm futbolseverler Cumhuriyetimizi ve Atatürkümüzü  sahiplenmek adına o muhteşem organizasyonun en ön safında olacağız lakin bilinsin ki takınacağı tutum Aziz Yıldırım adına büyük bir sınav olacak!
Erdoğan ile Gül arasında  PKK rekabeti!
Şu işe bakar mısınız Başbakan, Öcalan’la görüşmeye adamını gönderiyor ama öte yandan   BDP’lileri öcü ilan ediyor. Dahası, bazı BDP’lilerle görüşen Cumhurbaşkanı Gül’ü, onların üzerinden topa tutuyor.
Aman efendim BDP’liler ile asla görüşülemezmiş!
Neden?
Onlar PKK’lı teröristlerle kucaklaşmışmış!
Sanki Öcalan’la müzakere için özel elçisini gönderen o değil de ben ya da sizsiniz sevgili okurlar!
Yoksa Öcalan BDP’lilerden daha mübarek de biz mi bilmiyoruz? Amacım elbette PKK’lıları kucaklayan BDP’lileri ya da onları ağırlayan Abdullah Gül’ü savunmak değil, Başbakan’ın çelişkisini ortaya koymaktır.
Gelelim hadisenin perde gerisine? Kürt-PKK konusu, Erdoğan ile Gül’ün küresel egemenlere mesaj alanıdır.
Abdullah Gül, Erdoğan’ın yeni İmralı atağını görünce hemen harekete geçmiş ve BDP’lileri bağrına basarak okyanus ötesine, “İstediğinizi Tayyip değil ben yaparım” mesajını iletmiştir.
İlaveten Türkiye’deki politize Kürt seçmenini de okşamış ve kendine karşı var olan sempatiyi diri tutmak istemiştir.
Evet hadise açık ve net olarak Gül ile Erdoğan’ın PKK üzerinden Cumhurbaşkanı olma bağlamındaki rekabetidir.
Hanefi Avcı’ya niye çok kızıyorlar?
Hanefi Avcı malum muhafazakar bir Emniyet Müdürü olarak bilinir.
Dahası, 28 Şubat sürecinde askerin zerre hoşlanmadığı bir isimdi ve bunun bedelini o dönem hapse girerek ödedi.
İşte böyle bir isim olan Avcı, AKP ve ona paralel çevrelerce vebalı misali dışlanıyor.
Dışlanmak bir yana aleni hasımlık yapılıyor ve kin güdülüyor.
Düşünün Hanefi bey gibi namazında-abdestinde biri Devrimci Karargah isimli sol örgütle özdeşleştiriliyor ve bu örgütün A Takımı bile salıverilirken o içerde tutuluyor.
İlaveten Oda TV’de sanıklar serbest bırakılırken Avcı, Yalçın Küçük ve Soner Yalçın ile beraber tutuklu.
Dahası, TBMM’deki 28 Şubat komisyonuna olmadık isimler tanık diye çağrılırken dönemin en önemli şahidi Hanefi Bey akla bile getirilmiyor.
Peki bütün bunlar neden mi?
Hanefi Avcı muhafazakar kimliği ile yazdığı kitapla Emniyet’de yuvalanan o malum örgütü  isim isim deşifre etti de ondan!
CHP’deki gizli Dersim kardeşliği
Adı Gülseren Onanç imiş!
CHP’nin yeni genel başkan yardımcılarından biri!
Kendi ifadesi ile Kemal Bey sayesinde Yeni CHP’ye katılmışmış!
İşte bu hanımefendi verdiği röportajda Kürtlerin özerkliğine yeşil ışık yakarak, Kürtçe eğitim talebine evet diyor.
Hüseyin Aygün, Sezgin Tanrıkulu, Erdoğan Toprak, Aydın Ayaydın ve Binnaz Toprak’lar derken bir de Gülseren Onanç diye biri çıkıverdi sahneye!
İlginçtir bu isimlerin hiçbiri CHP tabanı ya da örgütünden değil bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun müdahaleci tercihi ile köşe kaptılar.
Ortak özellikleri AB-D ve PKK  ile örtüşmeleri!
Ben bu tabloya Masonlar misali gizli Dersim Kardeşliği diyorum.
Kemal bey’e tekrardan ikazımdır, bu gibilerle Tunceli ahalisine güven verirsin de Türkiye’ye  veremezsin!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)