Öğrencilerin heyecanla bekledikleri gibi beklediğimiz AB İlerleme Raporu çıktı!.. Çoğu derslerden notlarımız kırık, ama hepsine bedel koca bir “aferin” almışız!.. AB komiserleri hocalarımız, hükümetin, Türkiye’nin ordu üzerinde sivil denetim konusunda “iyi ilerleme” kaydettiğini görmüş, orduyu sivil yönetimin kontrolüne almasını “takdir” etmişler!.. Vurguya dikkat edin! Ağustos 2011’deki YAŞ toplantısı öncesinde Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanlarıyla birlikte emekliliğini istedi... YAŞ toplantısında yeni komutanların geciktirilmeden atanmaları, hükümetin üst düzey komutanları atamasını temin etti. Yani kısacası AB, yeni düzenden ve özellikle yeni Genelkurmay Başkanı’ndan memnun!..
Benim kuralım; “Eğer AB komiserleri bir şeyden memnun olmuşlarsa, bu fâl-i hayır değildir... Acaba altında ne var diye düşünmeli!..”
***
“İlerleme Raporu” nda ordu konusunda takdire şâyân görülen hususlar şöyle: “Genel olarak güvenlik güçleri üzerindeki sivil denetim prensibinin güçlendirilmesinde iyi ilerleme sağlandı. Ağustos 2011 YAŞ toplantısı, silahlı kuvvetler üzerinde daha güçlü sivil denetim yönünde atılmış bir adımdır. Askeri harcamalar üzerinde sivil gözetim güçlendirildi ve Milli Güvenlik Stratejisi gözden geçirildi... YAŞ kararları sivil yargının incelemesine açıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetkilerini aşan siyasi konulara doğrudan yahut dolaylı müdahale girişimi vakaları azaldı.”
Fakat rapora göre bunlar yetmiyor... Ordunun sivil kontrolü kapsamında daha yapılması gereken şeyler var; YAŞ’ın yapısı ve yetkileri değiştirilmeli, terfi ve atamalarda sivil kontrolü olmalı, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarının jandarma üzerindeki yetkisi sınırlı olmalı... Askeri yargının yapısı ve görev alanları gözden geçirilmeli. YAŞ kararlarının ve diğer askeri makamların kariyer yönetimiyle ilgili kararları yargı denetimine açılmalı... TSK Güçlendirme Vakfı, Sayıştay denetimine açılmalı, orduya siyasete müdahale alanı bırakan TSK İç Hizmet Kanunu değiştirilmeli, yani 35. Maddedeki “Ordunun Cumhuriyeti korumak ve kollamak görevi” ne son verilmeli. Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı; orta öğrenimde milli güvenlik derslerinin subaylar tarafından verilmesine ve TSK’nın medya kuruluşlarına seçici akreditasyon uygulamasına son verilmeli!.. Yani Avrupalı komiserlerin istemedikleri tek şey analarımızın nikâh kâğıdı... Sonraki raporda da herhalde, mesela ordu elindeki arsaların spekülasyonlara açılmasını, orduevlerinin ve GATA’nın sivilleştirilmesini de şart koşacaklardır... İktidar bunları da yaparsa gene koca bir “aferin” !..
***
Raporda, Ergenekon davası ve darbe planlarına yönelik diğer soruşturmalar konusunda, âdet yerini bulsun dercesine, yasak savar gibi tutukluluk hallerinin uzaması eleştiriliyor. Ancak, bu davaların demokrasiye karşı işlendiği iddia edilen suçlara ışık tutmak ve hukukun üstünlüğüyle demokratik kurumların uygun işleyişine güveni artırmak için fırsat olduğu ifade ediliyor. Yani bir bakıma, Ergenekon süreci de “takdir” alıyor! Raporda, ifade ve basın hürriyeti konusunda gazetecilerin susturulması ve tutuklanmalarını eleştiren ifadeler var. Lâkin, bu fırsattan istifade, ilgi çekici bir saptama: “Atatürk’ü Koruma Kanunu da ifade özgürlüğünü kısıtlamada kullanılıyor” ... Yani kanunlardaki bu maddeler ifade ve basın hürriyetine aykırı!.. Kaldırın bu maddeleri de Atatürk’e artık daha rahatça sövülebilsin!.. Aslında bu maddeler de kadük oluyor. Atatürk düşmanları, Atatürk’e kıyısından köşesinden saldırıyorlar!.. Avrupa komiserleri, şimdi bizim yalakalardan ve yobazlardan “aferin” almışlardır. AB hiç Atatürk’ü sever, milliyetçiliğini tasvip eder mi?!! Kriterlerine aykırı... Mustafa Kemal yıllar önce söylemişti: “Hangi bağımsız millet, yabancıların plan, proje ve kriterlerine göre kalkınır!..”
***
Raporun ayrıntıları böyle ama, özü, esası bâtıl... Aslında tam üye olarak kabul edilmeyeceğimiz bir yabancı teşkilat tarafından yargılanmak çok, ama çok acı... Daha acısını bekleyin! Bu gidişle “imtiyazlı ortaklık” da kabul edilir... O “imtiyazlar” ne olabilir!.. Sakın Tanzimat’taki “imtiyazlar” gibi olmasın!.. Asıl tam notu, “aferini” bu AB çıkmazından kurtulursak, Mustafa Kemal’den alacağız!
Altemur Kılıç
Yeniçağ