Zam; aslında bir şeyin ederinin arttırılması…
Dünkü rekor; hıyardı…
Değerli oldu…
Daha doğrusu siz değer verdiğiniz için hıyar yükseldi…
Diyelim ki dönüp bakmasaydınız, önem vermeseydiniz, hıyar diye tutturmasaydınız, peşine düşmeseydiniz…
Öyle değerli olmayacaktı hıyar…
Ekonomistler buna “arz – talep etkisi” diyorlar…
Hıyarın değerini siz arttırdınız yani…
O zaman ne yaptı?..
Zam…
*
Ben size bu zamları anlatayım:
Bu zamlar ÖTV…
Özel Tüketim Vergisi…
Yani bir mala; üretim maliyeti, kalitesi, girdileri, ulaşım giderleri nedeniyle zam gelmiş değil… Bu zamlar, iktidarın yeni vergi gereksiniminden dolayı…
Nereye lazım vergi?..
Açığı kapatmaya…
*
Açık?..
Misal; Libya’yı kurtarmak için üç bavulla para gönderip, sonra dördüncü uçak olarak alınan Airbus A330 ile “Libya kurtuldu mu?” diye bakmaya gitmek gibi diyelim…
Ya da; çok çocuk başına altın ödülü, bayramlarda bedava otobüs, uzunluk yarışı iftar sofraları, seçimlerde nohut, kömür giderleri gibi…
Ya da ya da; devlete yıllık 3 milyar dolar geliri olan telefonu, 1.3 milyar dolar taksitle elin Arap’ına satmak gibi…
Açığın nedeni sayılacak gibi değil…
*
Zaten Bakan “zam değil güncelleme” dedi…
Neyse ki…
İnsan korkuyor ne de olsa, zam oldu sanki…
Söyleyen Bakan olduğuna göre…
Zamcık…
*
“Hani hıyar bunun neresinde?” diyeceksiniz…
Ben de onu anlatmaya çalışıyorum…
Arz – talep meselesidir…
“Hıyar” diye tutturursanız…
Alır başını gider, durduramazsınız…
Yine kalkıp da “ama zamlanan arabanın, şarabın, rakının, sigaranın, telefonun içinde hıyar yok” derseniz…
Onu da siz bulun…
Bekir Çoşkun
Cumhuriyet