***
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, bu konuda, bir gerçeği dile getirdi: “Keşke” diyor “maaşlarla ilgili olarak gösterilen tepki, Tekel’deki vurgun ve Tekel işçilerinin acıları hususunda, Telekom satışında ve gazeteciler, lise öğrencileri tutuklanırken gösterilseydi.” Ben de ekleyeyim; şike iddiaları dolayısıyla Fenerbahçe Kulübü için eylemler yapanlar, aynı tepkileri neden hayati ülke konularında da göstermezler?!!
Ama Cihaner’in dediği gibi gene de ülkede böylesine bir tepki ve protesto potansiyeli var!
***
Cihaner’in iddiası ilgi çekici. “Bu yasanın geçmesinde de bir hinlik” olduğunu düşünüyor; diyor ki: “Bu yasanın Cumhurbaşkanından geçme ihtimali yok. Cumhurbaşkanımız her şeyden rahatsız olur. Bundan da rahatsız olur, bu yasayı veto edecektir...”
Ben bunun Cumhurbaşkanının imajının parlatılması için uydurulmuş bir şey olduğunu düşünüyorum. “Olmaz, olmaz” demeyin; Osmanlı’da oyun çok!
Bir “Oyun” daha; 27 Aralık, Mustafa Kemal’in Millî Mücadeleyi başlatmak için Ankara’ya gelişinin 92. yıldönümü idi. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, geçen yıl Valiliğin geleneksel güzergâh için izin vermemesi ve parkurun değiştirilmesi üzerine, koşunun yapılmamasını tercih etmişti.
Bu yıl, yeni Genelkurmay Başkanlığı Valinin gösterdiği kısaltılmış güzergâhı kabul etti ve şimdiye kadar hep ana arterde yapılan koşu tali yola kaydırıldı.
77 yıldır aralıksız yapılan bu anlamlı geleneksel koşunun sembolik anlamı ve bugünkü ortamda özel anlamı vardır... Halk, koşuyu yapan, büyük bir Türk bayrağıyla Atatürk posteri taşıyan, “Her şey vatan için”, “Vatan sana canım feda” diye tempo tutan askerleri candan alkışlamakla hem Atatürk’e hem de Türk Ordusuna bağlılıklarını gösterirdi... Şimdiki koşu ise “ısınma turları”...Milleti ordusundan ve Atatürk’ten koparacak turların bir yenisi!..
Trafik sıkışıyor bahanesiyle yeni parkur gösteren Ankara Valisi
Alaeddin Yüksel, bu konudaki soruları ise katıldığı “Ağaç Dikme” töreninde “Siz ağacın cinsine bakın” diye atlatmış... Ağacın cinsini biliyoruz Vali Bey... Bu fesat ağacı gözlerimizin önünde büyümekte...
Atatürk Cumhuriyeti, devrimleri ve en fazla ihtiyacımız olduğu bir sırada Ordumuz içeriden ve dışarıdan saldırı karşısında... Fesatlık, gaflet ve ihanet mi istersiniz... TBMM kürsüsünden PKK renkleriyle Kürtçe ant içen Kürtçülerin eli bayraklı jandarması Leyla Zana, “Özerklik diyorduk ama yetmez!.. İşin başında özerklik istediğimiz doğrudur; ama bugün Türkiye’deki Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor. Bana kalırsa Kürtler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeliler” demiş.
***
Ben bunu hep söyledim... Bölücüler, BDP, PKK aslında kültürel haklar peşinde değiller. “Kaderlerini kendileri tayin edecekler ve ’Büyük Kürdistan’ıtopraklarımızın üzerinde” kuracaklar. Hayal mi?.. Ağaçlar böyle büyür... Bizim “ağaç” ayakta mı ölecek? Bu “ağaç” gözlerimiz önünde büyür, iktidar yeni açılımlar peşinde iken ve bu bölücülerle müzakere ederken!..
Altemur Kılıç
Yeniçağ