İstenmiyorsun!


Vatan ve Milliyet gazeteleri ortaklarının mahkemelik anlaşmazlığıyla ilgili haberlere objektif bir açıklama getirmek zorunluluk halini aldı.

VATAN’ın yönetici kadrosu adına okurlarımızı bilgilendirmek istiyorum.

Bilindiği gibi Vatan ve Milliyet gazetelerini Demirören ve Karacan ailelerinin yüzde 50’şer payla kurdukları DK Gazetecilik A.Ş. satın almıştı.

Sözleşmeye göre Karacan ailesine ait İki Numara Radyo ve Televizyon Yayınları AŞ’nin yarısı Demirören Grubu tarafından 20 milyon dolara satın alınacaktı. Çünkü bu şirketin değerinin 40 milyon dolar olduğu öne sürülmüştü.

Ancak sonra belgeleri gizlenen şirketin borca batık olduğu ortaya çıktı.

Karacanlar 20 Temmuz’dan beri yoklar. Ve çalışanlar olarak varlıklarını biz sadece parasal sorunlara çözüm arayışlarının önünü tıkayan muhalefetleri sayesinde hissediyoruz.

DK Gazetecilik için yaptıkları sermaye taahhütlerini yerine getirecekleri tarih olan 21 Temmuz’dan bir gün önce de yönetim kurulundan istifa ederek ortadan kaybolmuşlardır.

Suçlarken itiraf etti

Karacanlar’ın önceki gün yaptıkları açıklamada sözünü ettikleri suçlamalar, yani “çift imza gerektiren şirkette sadece Demirörenler’in imzasıyla para alışverişleri, yönetim kurulu onayı olmadan yapılan borçlandırmalar” gerçekte Karacan tarafının suç ve kusurlarının itirafıdır.

Karacan tarafı yükümlülüklerini yerine getirmiş olsaydı hiçbir aksaklık doğmazdı.

Karacanlar’ın iddiaları Demirören tarafının suçlarını değil, aslında onların gazeteler için yaptıkları fedakârlığı anlatıyor. Çünkü Karacan’ın suç saydığı bu ödemeler yapılmasa gazetelerin yayın hayatı belki daha ciddi tehlike yaşıyor olacaktı.

Karacan ailesinin son açıklamasında “Karacan Grubu Demirören’den Milliyet ve Vatan gazetelerini, yatırdıkları parayı kuruşuna kadar iade ederek satın almaya hazırdır” ifadesi yer alıyor.

Karacan’ın bu güce sahip bulunmadığını biliyoruz. Herkes biliyor. Karacanlar’a ait şirketin merkezi gösterilen beş metrelik han odası bu meydan okumanın sahteliğine kanıttır.

Çarpıtmada rekor...

Karacan açıklamasında yer alan “Bu gazeteler ve çalışanlarının geleceği ile daha fazla oynamayın” çağrısına gelince...

Gerçeğin bu kadar çarpıtılmasına seyirci kalınamaz. Böyle bir çağrıya tanıklığımızı hiçe sayarak Demirören tarafının muhatap edilmesi, fütursuzluğun şahikası ve gerçeklerin ters yüz edilmesidir.

Yarattığı yönetim boşluğu ve çıkardığı sürekli engeller yüzünden gazetelerin ve çalışanlarının geleceği ile oynama vebali baştan beri Karacan tarafının omuzlarındadır.

Çalışanlar olarak bu gerçeği en yakından biz biliyoruz ve anlaşmazlığı kovuşturan mahkemenin de bir an önce bu gerçekleri görmesini, gazeteleri ve çalışanlarını esenliğe çıkaracak kararı bir an önce vermesini bekliyoruz.

Yaşadığımız beş aylık tecrübe, kayyumla gazete yönetilemeyeceğini ve Karacanlar’ın olanakları ile bu gazetelerin yaşatılamayacağını öğretmiştir.

Karacanlar ayrıca, bu uyuşmazlık sürecindeki tutumları nedeniyle uğradıkları güven kaybını görmeli, istenmediklerini bilmeli, uzlaşma olanaklarını bu zeminde aramalıdır.

Gazetelerin ve çalışanların çıkarı, Karacan’ın artık yolun üstünden çekilmesidir.

Daha fazla zaman kaybettirmenin, sebep olan herkese, oyun kurucusundan alet olanına kadar herkese büyük vebali vardır!

Güngör Mengi
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)