Karacan ailesinin üyeleri... Vicdanınızın sesini dinleyin!


Bugün, her ne kadar “bizim iç sorunumuz” gibi görünse de, aslında Türk medyasını ve gazete okuyan herkesi yakından ilgilendiren bir konuya değinmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi VATAN ve Milliyet gazeteleri, bundan altı ay kadar önce Demirören ve Karacan şirketlerinin kurduğu DK Yayıncılık tarafından satın alındı.

Ancak biz bu iki gazetenin çalışanları olarak ilk birkaç hafta dışında sadece Demirörenler‘i gazetede gördük!

Olayın kokusu sonradan çıktı:

Karacanlar, Demirören ailesiyle birlikte kurdukları şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermayeyi ödememişlerdi.

Yine ortaya çıktı ki; bizim maaşlarımızın, kâğıt ve promosyon giderlerinin tamamı, Demirören ailesi tarafından üstlenilmişti.

***


Konu daha sonra mahkemelik oldu; iki gazetenin yönetimi de mahkemenin atadığı kayyumlara teslim edildi.

Kayyumlara saygımız sonsuz...

Ama “emanet yönetim”le yatırım olmaz, büyüme olmaz, karar alınmaz, sadece mevcut durumun devam etmesine çalışılır.

Ve mevcut durum, yine Demirören ailesinin maddi desteğiyle sürüyor.

Bu arada ortalıkta hiç görünmeyen Karacan ailesi, taahhüt ettiği tarihten aylar sonra yerine getirdiği “azami sermaye şartı”na dayanarak, önceki gün bir açıklama yaptı.

Aile, bu açıklamada, Demirören ailesinden Milliyet ve Vatan gazetelerini almak için yatırdıkları parayı kuruşuna kadar iade ederek satın almaya hazır olduklarını söylüyordu.

Ve daha da ilginci, “Bu gazeteler ve çalışanlarının geleceği ile daha fazla oynamayın” diyor, “Yıllar sürecek olan davalarla bu konu çözümlenemez” diyerek de ince bir tehdit gönderiyorlardı.

***


Karacan ailesi, Milliyet’i kuran aile...

Dedelerine, babalarına saygımız ve teşekkürümüz sonsuz.

Bu gazetelerin yaşaması için şimdi görev torun Karacanlar’a düşüyor.

Eğer dedenizin emanetine ihanet etmek istemiyorsanız, bu kavgayı uzatmayın!

Bu gazetelerin geleceği ve çalışanların ekmek paraları sizi gerçekten ilgilendiriyorsa; sorunun çözümü için mantıklı bir adım atın...

Ortağınızla yola devam etmek istemiyorsanız da asıl siz koyduğunuz paraları geri alın ve önümüzü açın!

Bizi işimizden ve ekmeğimizden, okurlarımızı Türk basının iki saygın gazetesinden mahrum bırakmayın.

Demirören ailesi, ilk günden bu yana bu gazetede; ama siz yoksunuz... Ne zaman arasak yurt dışındasınız! Geleceğimizi belirsizleştiriyorsunuz ama bugün yaşadığımız sıkıntının sorumluluğunu üstlenmiyorsunuz.

Demirören ailesi bizim maaşlarımızı son kuruşuna kadar ödedi, ama siz asgari sermaye şartını bile aylar sonra yerine getirdiniz...

***


Karacan ailesinin saygıdeğer üyeleri...

Bu iki gazetenin yüzlerce çalışanı “ekonomik kriz” gerekçesiyle ya yıllardır zam almadan çalışıyor, ya da yüzde 3’lük, yüzde 5’lik göstermelik zamlarla idare ediyor.

Bakın yıl sonu geldi... Biz, maaşlarımıza insanca yaşamamızı sağlayacak zam yapılmasını beklerken, siz “fiziki olarak olmadığınız” gazetelerde hak talep ediyor ve bir de hisselerin tümüne talip oluyorsunuz...

Asgari sermaye şartı olan 2 küsur milyon lirayı bulmak için bile aylarca beklemiş bir girişimci olarak hiç düşündünüz mü; ya ortağınız bu restinizi görüp de “Peki” derse, onlarca milyon lirayı nasıl ve nereden bulacaksınız?

Lütfen bu gerçeği görün!

***


Size sadece bir soru soruyorum:

Dedeniz ve Milliyet Gazetesi’nin rahmetli kurucusu Ali Naci Karacan bugün hayatta olsaydı ve ortağınızla yaşadığınız sorunlar yüzünden kurduğu gazetenin, VATAN’la birlikte zor günlere sürüklendiğini görseydi; size ne derdi?

Elinizi vicdanınıza koyun ve duyduğunuz sese kulak verin...

Sizin medya dünyamızdaki varlığınız, bütün gazeteciler için gelecek güvencesidir.

Ancak Milliyet’te ve VATAN’da olmadı bu iş...

Bu durumu artık kabullenin ve bu gazetelerin kapısına kilit vurulmasına neden olan isim siz olmayın!

Dedeniz Ali Naci Karacan’ın, babanız Ercüment Karacan’ın kemiklerini sızlatmayın...

*****


YÜZDE 31.5!

Memura, emekliye yüzde 3 zam, milletvekillerine yüzde 100...

İyi de; bitti mi? Hayır...

Bu kavga gürültü ortamında fırsattan istifade bütün hizmet ve ürünlere herkes kafasına göre zam yapıyor... İşte bir örnek:

“Sayın Mustafa Mutlu, bu sabah cep telefonuma Türksat’tan şöyle bir mesaj geldi.

‘Değerli müşterimiz 01. 01. 2012 tarihinden itibaren Teledünya temel paket hizmeti aylık 12.5 TL olarak ücretlendirilecektir.’

Teledünya temel paket hizmeti aylık 9.5 TL iken birden bu mesajla 12.5 TL oluyor bu kadar basit ve kolay mı? Tam tamına yüzde 31.5 zam. Memurlara, emeklilere yüzde 3’lük zam yapacaksın, enflasyonu tek haneli tutuyoruz, ekonomi gayet iyi sapasağlam ayaktayız diyeceksin ama kendine ve patronlara sıra geldiğinde hizmet bedellerine, temel tüketim ürünlerine çift haneli, milletvekili maaşlarına yüzde 100 zam yapacaksın...

Bunlar bizi gerçekten aptal zannediyor herhalde...

Saygı ve sevgilerimle...

İbrahim Turan”

*****


Günün Sorusu

Düne kadar, “Biz ayrılmayı düşünmüyoruz, sadece özerklik istiyoruz” diyen Leyla Zana, şimdi “Özerklik yetmez” demeye başlamış... Sorum yıllardır saflıklarından ya da bizi saf sandıklarından, “Kürtlerin bölünme gibi bir isteği yok. Kendi kendinize senaryolar yazıp olayı büyütüyorsunuz” diyen tatlı su entellerine ve liboşlara:

Kaç kilo kına gönderelim?


Mustafa Mutlu
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)