Pazartesi günü bu köşede yazdığım “TURİNG’de kayyum turşu çeşidi üretildi” başlıklı yazıya cevap geldi.
Yazıyı hatırlayacaksınız.
3 soru sormuştum.
1-TURİNG’in 41 trilyon nakit parası iktidar partisine yakın bir işadamının, mevduat yetkisi olmayan bankasına mı yatırıldı?
2-TURİNG’in, oteller, konaklar, lokantalar, turizm işletmeleri, turistik tesisler, şehir içinde değerli büyük arsalardan oluşan mal varlığına, iktidar bağlantılı, iç geçirenler mi var?
3-TURİNG’de yapıldığı iddia edilen yolsuzluğu araştırsın, yapanları adalete teslim etsin, malını mülkünü kimselere yedirmesin diye kurulan kayyum, neden 8 yılda bu işi yapamadı, kayyumun işi neden bu kadar uzadı turşuya döndü?
Şimdi gelelim cevaba.
Yazıya cevabı, TURİNG’de 1 yıl başkanlık yaptıktan sonra ayrılan Başaran Ulusoy gönderdi. 4 sayfalık bir cevap, özünü zedelemeden, özetle aktaracağım.
Xxx
Başaran Ulusoy diyor ki:
TURİNG zararda.
Tek işletmesi bile kar etmiyor.
Kapıkule’deki arazi boş.
Üstünde turistik yapı yok.
Ada’daki köşk kendi malı değil.
Soğukçeşme tesisleri ruhsatsız.
Antalya’daki otel virane.
TURİNG’in tek geliri var, o da yüksek triptik paraları. Eski yönetimin bıraktığı ve ben geldiğimde 27 milyon TL tutarındaki meblağı, Dernekler Yasası’nın da görüşü alınarak, en yüksek faiz veren bankaya yatırıldı, yılda 1.5 milyon TL kazanç sağlandı. Bülent Katkak’ı (AKP üyesi Büyükşehir ve Beyoğlu AKP Belediye Mecli üyesi, hac turları yapan ve adı İMAN Tur Hac Turizm olan tur şirketi var) başkan oldu, ben başkanlıktan, sağlık nedenlerimle, ayrıldım. Eski başkan Uğur İbrahimhakkıoğlu kötü yönetici. TURİNG’i teslim aldığımda 4 yıldır ücret zammı almayan ve 12 milyon TL kıdem tazminatı hakkı olan bir çalışanlar kadrosu ile karşılaştım.
1 yıl TURİNG’e başkan oldum.
TURİNG’in aracını kullanmadım.
Yemeğini yemedim.
Kayyumluk ücreti almadım.
Ben partili değilim. Ne sayın Başbakan, ne sayın Kültür Bakanı, ne de AK Parti hiçbir şekilde bana müdahale etmemiştir. TURİNG’i çiftlik gibi idare edip Atatürkçülük maskesi altına saklanmasınlar. Hiç kimse benim kadar milletini seven ve Atatürkçü olmasın.
Xxx
İşte açıklama bu!
Açıklama da bence turşu kokulu.Yazımdaki sorulara cevap değil. Ben; “TURİNG’in 41 milyon nakit parası, iktidar partisine yakın gazetesi ve TV’si de olan bir işadamının, mevduat toplama yetkisi olmayan, bankasına yatırıldı mı? TURİNG’in mallarına kim iştahlanıyor? Kayyum 8 yıldır neden işini bitirmeyip turşulaştı?” diye sormuştum.
Bunlara cevap gelmedi.
2 soru daha ilave ediyorum.
Kayyum diye atananlar kimlerdir, ne iş yaparlar? İktidar bağlantıları nedir? Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk AB Dalı Başkanı ve Dernekler Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Serap Helvacı, denetim kurulu üyeliğinden; “TURİNG’in nakit parası riskli yatırım fonlarına yatırıldı” diye rapor yazıp istifa ederek mi ayrıldı?
5 soruya cevap bekliyorum.
Turşulaşmadan gelsin.
(uyan borusu)
Kapıcı çocuklarını
selde örgütlü
aç gözlülük
boğdurdu.
TOKİ’nin Samsun’da “kentsel dönüşüm” adına yaptığı konutların bodrum katında kapıcı çocuklarının boğularak ölmesi cinayettir. Bu cinayet organize işlendi. Çünkü dere yatağına konut yapılması için belediye başkanlarının, belediye meclisinin, belediye imar plancılarının onayından geçirilerek mümükün olur. Dere yatağındaki apartmanın bodrum katına iskan izni istemek tamahkarlık, açgözlülük, buna izin vermek de örgütlü cinayettir. Çocukları sel öldürmedi. İskan izinleri öldürdü. Bu cinayet unutturulmak isteniyor.
Necati Doğru
Sözcü