Vatan’dan Mustafa Mutlu marketten geçen yıl aldığı alışveriş fişini atmamış..
Bir yıl sonra gitmiş, aynı malları almış..
Dün köşesinde yazdı..
Kendi enflasyonunu çıkarmış.. Aradaki farkı yüzde 33.1 miş..
Geçen yıl 205 lira ödemiş, bu yıl 273 lira..
* * *
Aldıklarını sıralamış, karşılarına fiyat artış oranlarını yazmış.. Dert yanıyor..
Yanıyor da çaresi yok değil..
Var..
Bütçede açık vermemenin, ay sonunu getirmenin, geçen yılla kafa kafaya gelmenin yolu yordamı var..
Başbakan, cumartesi günü zamlarla başı dertte olanlara önemli taktikler verdi.. Uygularsan zamdan etkilenmiyorsun..
Zam çarpamıyor..
* * *
Anlatayım..
Herkes ÖTV artışından ediyor ya.. Başbakan, öldük bittik yandık diye feryat edenlere seslendi:
Sigarayı bırak, içkiyi azalt, lüks arabadan vazgeç..
Başbakan söylemeyi unuttu galiba.. Ben ekleyeyim, telefon muhabbetine de son vermek gerekiyor..
Bunları yaparsan ÖTV artışı teğet geçiyor..
Bu taktiği hayatın her alanına yaydın mı; oldu bitti..
* * *
Mustafa Mutlu da aynısını yapmalı..
Gelin aldıklarına tek tek bakalım, aynı yöntemi uygulayalım..
Mesela, nescafe yüzde 50 artmış..
Hemen içmeyi bırakacaksın.. Zaten zararlı, çarpıntı yapıyor..
Mesela, Macar salam yüzde 38 artmış..
Şarküteri.. O da zararlı, doktorlar uzak durun diyor..
Deodorant yüzde 49 yükselmiş..
Her gün sıkman şart mı? Düğünden düğüne sık, tasarruf et!.
Jilet fiyatı yüzde 33 yükselmiş..
Sakal modası var.. Sadece biz de değil, dünyada moda.. Ayda bir, iki ayda bir berbere uğrarsın düzeltirsin, paran cebinde kalır..
Listesine bakıyorum..
Fıstık ezmesi de almış.. Bu yaştan sonra!.. Ezmeyi külliyen unut..
* * *
Listeyi tırpanladık.. Hale yola soktuk..
Bu kalemlere harcamadığın parayla peynir, zeytin, makarna, yoğurt, çay, sütte yapılan ortalama yüzde 30’luk zamları karşıladın mı bütçen kafa kafaya gelir..
Valla geçen yılın altına bile düşer..
Şu da var.. Peynirin de zeytinin de satın alma miktarını düşürmelisin...
Kolesterolü unutma!..
Sabahları bi kibrit kutusu kadar..
* * *
Meseleye böyle bakarsan elektrik zammıyla da baş edersin, doğalgaz zammıyla da..
Zam mı geldi?
Televizyonu kapat, lambaları söndür, doğalgazı kıs battaniyenin altına gir..
Gerisi sen sağ ben selamet..
Teşvik vermek rüşvet değilmiş
2007 yılından kalma rüşvet davası vardı.. İşadamı Remzi Gür’ün, cumhurbaşkanlığı seçimine katılması için bir milletvekiline para teklif etmekten mahkum olduğu davayı söylüyorum..
Gür, 10 ay hapis cezasına çarptırılmış, paraya çevrilmişti..
Yargıtay bu kararı bozdu..
Gerekçesi şu; rüşvete teşebbüs iddiası kesin delillere dayanmıyor..
Doğrudur, olabilir.. Bilemiyorum..
Beni ilgilendiren, kesin delil yok demenin ötesindeki gerekçeleri..
* * *
Yargıtay şöyle bir mantık yürütmüş.. Veya şöyle yorumlamış..
Milletvekilinin görevi meclis çalışmalarına katılmaktır.. Katılması için yapılan görüşme veya teşvik, rüşvet sayılmaz..
Dayanağı şu..
Yasaya göre, kamu görevlisinin görevini yapmaya teşvik etmek suç değil..
Ancak..
Milletvekili memur değil ki.. Oturuma katılma kadar, katılmama hakkına da sahip..
Toplantı yeter sayısı zaten bunun için konulmuş.. Vekiller mesaiye gider gibi meclise gitmez.. Milletvekilleri, yasa maddeleri görüşülürken bu sebeple iki de bir yoklama istiyorlar..
Genel Kurul’da sadece öneriler yarışmıyor, taktik savaşları da yaşanıyor..
Yargıtay’ın yorumunu anlamış değilim..
* * *
Şu da var..
Bu kararla, kamu görevlisini işinizi bir an önce yapması için para veya hediye vermek de suç olmadığı tescillendi..
Eskiden bu iş en çok tapuda dönerdi.. Önlemek için her yere kamera kondu.. (Allah bilir teşvik almak için başka bi yöntem bulunmuştur) Dosyanın arasına para sıkıştırmazsan, teşvik atmazsan işin normal mecrasında giderdi..
Memur görevini yine yapardı yapmasına da, teşvikle daha gayretli olurdu..
Demek rüşvete girmiyormuş..
* * *
Haa, o zaman futbol takımlarına veya futbolculara verilen teşvik primi de aynı kategoriye girer..
Futbolcunun görevi iyi top oynamak, kazanmak için oynamak değil mi?
O zaman teşviki niye şikeyle bir tuttular ki..
Suç yaptılar!..
Mehmet Tezkan
Milliyet
