Zengin ile yoksulu aynı torbaya koyan; otomobil üzerindeki, rakı-şarap- sigara- telefon üzerindeki vergiler artırıldı. Vergi artışı fiyatlara zam olarak yansıyacak.
Zamlar acıtır.
Halktan “Ah…”lar başladı.
Şöyle buyurdu Başbakan:
Sen halksın.
Dandik otoya bin.
Rakıyı ağzına alma.
Sigarayı da içme.
Vergi artışı yapılan otomobiller, motor gücü 2 bini geçenlerdi. Bunlar lüks, pahalı, performansı yüksek, güvenilirliği garanti araçlardı.
Başbakan biniyor ya onlardan.
Vergisi (ÖTV’si) yüzde 130 artırılan bu lüks otomobillerden 4 tane “Başbakan için Makam Aracı” faslından alınmış. Her birinin fiyatı 500 bin TL’yi geçiyor.
Üçü lüks Mercedes.
Bir tanesi de BMW.
Yurt dışından ithal.
Döviz gidiyor.
Lüks Mercedes geliyor.
Başbakan biniyor.
Döviz gidiyor.
Lüks BMW geliyor.
Başbakan biniyor.
Başbakan ve onun gibi zengin yaşamına düşkün bir küçük azınlık “ithal lüks Mercedes ile ithal lüks BMW’lere bindikçe” Türkiye’nin cari açık denilen kara deliği de açılıyor. Bu kez delik o kadar açıldı ki, cari açık milli gelirin yüzde 10’nu gördü.
Xxx
Evet… Evet… Biliyorum.
“Cari açık” denilen başkasının parasıyla halkı afyonlayıp ekonominin iyiye gittiği aldatmacasını yuturma sadece zengin sınıfa özenen Başbakan, Bakanlar, Valiler, Emekli Kurmay Başkanları’nın atlarına lüks Mercedes ve BMW makam otomobilleri çektirmeleriyle oluşmuyor.
Enerji de ithal.
Petrol de ithal.
Savaş uçağı da ithal.
Santral türbünleri de ithal.
Bilgisayar tableti de ithal.
Pahalı ve ileri teknoloji gerektiren yüksek katma değerli ne kadar ürün varsa ithal ve hatta “ Türkiye’nin 100 dolara ihraç ettiği bir malın üretilmesinde kullanılan ara mallarının 82 Doları da ithal olduğu için” cari açık deliği büyüdü.
Bu deliği büyeten kim?
Eknomiyi yöneten kimse o?
Ekonomiyi 9 yıldan beri Başbakan ve kadrosu yürüttüğüne göre, “cari açık kara deliğini” büyütmenin mükafatı olarak kendisini ve ekibini lüks ve pahalı ithal otomobil olan BMW ile Mercedes’e binecek adam olarak görüyor.
Halka ise talkın veriyor.
Sen halksın! Ucuz otoya bin.
Dandik otomobille yetin.
Xxx
Halk kendini zengin sınıfla aynı sayan ve “lüks Mercedes ile Lüks BMW’ye binmek için yaratılmış” görenlere, yüzde 50 oy verdiğine göre, onlar da; “Bu zamları Yunanistanlaşmamak için yapıyoruz” diye akıl da veriyor.
9 yıl önceyi hatırlıyorum.
Yunanistan’a imreniyorlardı.
Örnek alalım diyorlardı.
Yunanistan AB’ye girdi.
Zengin oldular.
Tavernada tabak kırıyorlar.
Biz de AB’ye girelim, zengin olalım diye oy toplamışlardı. Yunanistan olmak ciciydi, öcü oldu.
Yunanistanlaşma zamları geldi.
Başbakan’ın kendisi; AB’den pompalanan paralarla zenginliği kendi yaratıyormuş havasına giren Yunanlılar gibi lüks Mercedes’e ve BMW’ye biniyor.
Halk geri zekalı ya! Yutar.
————–
KUTU
(Uyan Borusu)
Merhum Sıtkı Koçman
Ve Yaşayan
Abdullah Gül !
Ege Bölgesi’nin en hayırsever işadamlarından Sıtkı Koçman, sağlığında Muğla Üniveristesi’ne 55 milyon dolar bağışladı. Muğla Üniversitesi’ne “Sıtkı Koçman” isminin verilmesini istedi. YÖK, “yaşarken isim verilmez” diye reddetti. Sıtkı Koçman öldü, bu kez YÖK, “55 milyon dolar bağışı 100 milyon dolara çıkartın o zaman olur” dedi. (Sabah Gazetesi’nin haberi) Benim sorum ise şu: Aynı YÖK, devletin parasıyla Kayseri’de kurulmakta olan üçüncü üniversiteye yaşamakta olan “Abdullah Gül” isminin verilmesini nasıl kabul ediyor?
Necati Doğru
SÖZCÜ