Anlayışınıza limon sıkın. Mantığınızı tatile çıkartın. Gerçek nedeni bulmaya uğraşmayın. Çok yağmur yağınca oluyor işte…
Sel geliyor.
Çocukları evlerinde boğuyor.
Bahanesi yağmur!
Bahaneye inanın.
100 yılda bir olur.
200 yılda bir başa gelir.
Samsun’a çok yağmur yağdı.
Köylerde başladı.
Geldi Samsun’u vurdu.
Kim Samsun’da ve tüm Karadeniz şehirleri, kasabaları ve köylerinde 100 yıl önceki, 200 yıl önceki yağmurların miktarını ölçmüş, raporlarını tutmuş?
Hiç kimse!
Raporlar da yok.
Salla gitsin.
Dere yatağına yapılmış fazladan yağmura dayanan konut yapma hesabını tutturamadığın zaman “Samsun’da çok yağmur yağdı….” bahanesine sarıl gitsin.
Siz de bu bahaneye inanın.
Mantığınızı tatile çıkartın
Xxx
Samsunlular tarafından “methedilmek, övülmek ve alkışlanmak için” ne zahmetlere katlandılar. Dünyanın arayıp arayıp da bulamadığı “mühendislik harikası” yarattılar. İki dere yatağı arasında “TOKİ Mucizesi” çok katlı apartman konutlar diktiler.
Methiye aldılar.
Övgülere boğuldular.
Alkışlandılar.
Yağmur biraz fazla yağdı.
Konutları sel bastı.
Samsun’da 6’sı çocuk 9 kişi selden boğuldu, bunların 5’i TOKİ konutlarında oturan ailelerden insanlardı. Şehircilik Bakanı olmadan önce TOKİ’nin başkanlığını yapmış olan Sayın Bakan Erdoğan Bayraktar, “….(!) yer seçimi ve yapılaşma konusunda bir yanlışlık olduğunu sanmıyorum…” dedi.
Yer seçimi kusursuz.
Konutun kalitesi mükemmel.
Suçlu yağmur.
Çok yağdı.
Az yağsaydı.
5 kişi boğulmayacaktı.
Boğulan çocuklar; “Alüminyum korkuluklarla çevrili Fransız balkonlu” dairlerinin pencerelerinden yağmuru seyretmenin neşesini yudumlayacaklardı. Samsun’un Canik Belediyesi, çocukların da boğulduğu bu TOKİ konutlarını 2 yıl önce tanıtırken; “Bu proje farklı… Bu konutların Fransız balkonları ve alüminyum korkuluklara sahipler…” diye propaganda yapmıştı. O dönem TOKİ’nin başkanı ve şimdi de Şehircilik Bakanı olan Erdoğan Bayraktar ise alkışlar arasında yaptığı konuşmada “konutların iki dere yatağı arasına yapıldığı gerçeğinden” hiç söz etmemişti.
Xxx
TOKİ, şehirlere patlayıcı yoğunlukta dolan dar gelirli nüfusa uygun koşullarda yaşanabilir konutlar üretmek için kurulmuştu.
Biliyorsunuz.
Kuruluşu çok öncedir.
Bu iktidar 10 yılda “TOKİ’yi ekonomik büyümenin mucize girdisi” haline getirdi. Konut sektörü ile tüketim büyümenin motoru oldu. TOKİ’ye şehir arsaları üzerinde “imar planları yapan” yetkiler verildi. TOKİ şehir rantı ve bina rantı doğurmanın mücizesi haline geldi.
8 yılda 540 bin konut yaptı.
Büyük şehir rantları doğdu.
Paylaşıldı, bölüşüldü.
Halka da bir paçası düştü.
Oya dönüştü, AKP’yi havalandırdı. Samsun’da yaşandığı gibi “yağmur biraz fazla yağınca…” binlerce yıldır afetlerden sellerden, yağmurlardan kurtulup gelmiş şehirlerin ne kadar kötü planlandığı ortaya çıkıyor.
(uyan borusu)
Fasulye’nin
insafı!
Her yıl Temmuz ayının 4’ü olunca Haziran ayının enflasyon rakamları açıklanır ve Haziran ayında hep “fasulye ile domatese övgü” yazılır. Değişmedi yine aynı övgü yapıldı: Domates ile Fasülye insafa geldi, haziran ayında enflasyon hızla düştü ve yüzde 0.90 olduğu açıklandı. Oysa halkın mutfağına sadece fasülye ile domates girmiyor. Ekmek, pirinç, bulgur, yufka, makarna, dana eti,tavuk eti,balık, süt, yoğurt, beyaz peynir, yumurta,margarin, ayçicek yağı, zeytinyağı, kurusoğan, patates, nohut, mercimek, zeytin de giriyor. Hazıran ayında bu ürünlerin tamamında artış yüzde 0.90’nın 4-5 katı fazla oldu.
Necati Doğru
Sözcü