Bayramlık!


Bayram namazından çıkmışlar, kurbanı kesmişler, kahvede toplanmışlar, muhabbet başlamış, tabii Kurban Bayramı üzerine

Bayram namazından çıkmışlar, kurbanı kesmişler, kahvede toplanmışlar, muhabbet başlamış, tabii Kurban Bayramı üzerine...
Bilirsiniz, tanırsınız, bir cins adamlar varmış...
* * *
İşte bunlardan biri başlamış kurbanı anlatmaya...
“Hazreti Davut’un çocuğu olmamış, Allah’a yalvarmış:
- Yarabbi bana bir kız evlat ver, onu sana kurban edeceğim!
Davut hazretlerinin duası ve isteği kabul edilmiş...
HHH
Allah bir kız çocuğu vermiş... Gel zaman, git zaman Davut’un aklına Allah’a verdiği söz gelmiş. Hazreti Ayşe’yi yatırıp, kesmek üzereyken, Azrail gökten bir keçiyle gelmiş.
Keçiyi kesmiş, kız kurtulmuş...
* * *
Kimse sesini çıkarmamış, lakin adam anladınız mı deyince, biri dayanamamış:
“Ulan ne söyledin ki biz de anlayalım, neresini düzeltelim?
Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim... Kurban edilen çocuk kız değil, erkek... Ayşe değil, Hazreti İsmail. Gelen de Azrail değil, Cebrail... Keçi değil, koç. Ulan neresini düzelteyim?”
Dikkat edin bakalım bayram da böyle adamlara rastlayacak mısınız?
Her bayram çoğalıyorlar da...
* * *
Temel ile Dursun yolda karşılaşmışlar; askerlik arkadaşıdırlar, lakin uzun zaman birbirlerini görmemişlerdir.
Temel arkadaşına rastlamanın sevinci içindedir.
- Ay Dursun, seni çok özledim. Geçen gece rüyama girdin, sor bakalım nasıl gördüm?
- Nasıl gördün?
Temel anlatmış:
- Sen ölmüşsün, seni gömdükleri mezarında otlar bitti, bizim sarı kız var ya...
- Ee, var; ne olmuş?
- Sarı kız geldi otları yedi, sonra ahıra gidip pisledi. Baktım çok değişmişsin.
Temel, Dursun’un ne demek istediğini anlamış:
- Ben de rüyanın aynısını gördüm. Sarı kız otları yedi, gitti ahıra pisledi. Baktım hiç değişmemişsin.
* * *
DİPNOT: Cümlenin bayramı kutlu olsun. Bayramdan sonra buluşmak niyetiyle, sağlıcakla kalın... HP

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)