İlkler…
Çarşamba, Ekim 31, 2012
RTE’nin Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonda gazetecilere yaptığı açıklamalar, tutsağı olduğu kaba zihniyetin somut öğelerini açığa vuruyor.
Halkın Ulus’tan Anıtkabir’e
yürüyüşünü engelleyecek “barikatları kaldırma direktifini ben vermedim” diyor.
Bu sözüyle barikatları değil kaldırmayı, ola ki daha genişletilmesi, güçlendirilmesini istediğini kanıtlıyor.
“Polis görevini yapmadı” diyor.
Demek ki Başbakan; polisin halka biber gazıyla tazyikli su sıkmasını, etten duvar örerek yürüyüşü engellemesini yeterli görmüyor.
RTE’ye göre halkla çatışan, birinin burnu kırılmış 11 yaralı polis mağdur.
Savunma durumunda kalan halk suçlu!
***
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi binası önünde yapılacak töreni engellemeye çalışan Ankara Valiliği, “provokasyon ihbarı aldıklarını” açıkladı.
Başbakan da bu görüşe katılan demeçler verdi.
Fakat 29 Ekim günü provokatif eylem yapacaklar kimlerse ortaya çıkmadı.
En büyük bayramını kutlamak isteyen halkı barikatları yıkarak yürüyüşe geçiren kışkırtıcı eylemleri polis gerçekleştirdi.
Şayet valilik, İçişleri Bakanlığı Ulus’taki toplantıya ve orada toplanan halkın Anıtkabir’e kadar yürüyüşüne izin verseydi, 29 Ekim günü yaşanan olaylar izlenmeyecek, hatta yasak kararının kışkırttığı yüz binlerce insan sokaklara dökülmeyecekti.
Yasakçı hükümet kendi ayağına kurşun sıktı.
Kafayı takmış “illegal örgütlere”.
Halkla beraber halkın içinde yürüyüşe katılan ana muhalefetin, peşine takıldığı illegal örgütleri legal hale getirdiğini iddia ediyor.
Acaba diyorum; büyük yürüyüşü düzenleyen Atatürk dernekleri gibi kuruluşlar illegal örgütler mi?
CHP, illegal örgütleri himaye eden bir siyasi parti mi?
RTE’nin dayanaktan yoksun mantığından kaynaklanan bu ve benzeri sorulara olumlu yanıt verecek tek bir Allah kulu bulunabilir mi acaba?
***
Daha çok yandaş medyanın, hatta beriki medyanın da manşetlerini süslüyor.
29 Ekim’de ilkler gerçekleştirildi!
Nedir bu ilkler? Bayan Hayrünnisa Hanım, kocası Cumhurbaşkanı’nın yanında protokol locasında geçit törenini izlemiş.
Oysa türbanlı, Cumhuriyet kadını kimliği sergilemekten kilometrelerce uzak bir kadın, ilk kez Cumhuriyet’i kutlama törenlerine katılıyor.
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, komutanlar da eşleriyle Çankaya’daki resepsiyonda...
Zaten bakanların pek çoğunun eşleri örtülü.
Bir yandan yayınlarıyla Atatürk Cumhuriyeti’ne bağlılığını kanıtlıyor medyamız; ama beri yandan devletin tepesine yerleşen İslam kurallarına artık şapka çıkarıyor.
Bir başka ilk daha gerçekleşti 29 Ekim günü.
Cumhurbaşkanı’nın hassas kulaklarına ne denli özen gösterildiği de kanıtlandı.
Jetler, Bay Abdullah Gül’ün hassas kulaklarını korumak amacıyla üzerinden değil, karşılardan, uzaklardan uçtu, gösteri yaptı.
Cumhurbaşkanı’nın yanında oturan eşine kulaklarını korumak için jetlerin üzerinden uçmadıklarını anlattığını gazetelerden okuduk.
***
Başbakan “Ben emretmedim” dediğine göre; halka polisin daha yumuşak davranmasını kim sağladı?
Çankaya’dakinin basın danışmanı Ahmet Sezer gazetecilere fısıldamış; 29 Ekim’den birkaç gün önce Ankara Valisi her dönemin adamı Alaaddin Yüksel’i Cumhurbaşkanı çağırmış. “Herkes 29 Ekim’i dilediği gibi kutlasın” diye buyurmuş...
Vali de Başbakan’ın iznini almadan halka yumuşak davranmış.
Bu olay bir gerçeğin açığa çıkmasını sağladı.
Kurban, Cumhuriyet bayramlarında Köşk’ün Başbakan’ı by-pass etmesiyle ilklere üçüncü bir ilk eklendi...
Ne mutlu ilkler ülkesinde yaşayan bizlere!