Emek isteyen diriliş!


BU ülkede iyi halk var!
Bekliyor, bekliyor.
Uyanıyor.
Duyarsızlığını atıyor.
Kayıtsızlığından sıyrılıyor.
Tazyikli suya, biber gazına, polis ittirmesine, vali korkutmasına, Başbakan öfkesine aldırmayarak “Anıtkabir’deki Adam”a gitti.
Gördüklerini şöyle anlattı.
Demokrat değilmiş. Rol yapıyormuş.
Tek adam olmak istiyor. Aklına koydu.
Bütün iktidarı tek elinde toplayacak.
Meclis’e girecekleri yine o seçecek.
Partiyi yönetecekleri yine o belirleyecek.
Başkan olacak.
Başbakanı o atayacak.
Bize yalan söylüyor.
Koltuğu bırakmıyor.
Hem Cumhurbaşkanı yetkisi ve hem Başbakan yetkisini kendinde toplayacak.
Güçler ayrılığını kaldıracak.
Yasama, yürütme, yargı, basın, ordu, sermaye, üniversite, tarikatlar, cami cemaati, gençler, kadınlar, kamu kurumları, işçi sendikaları, memur ve emekli örgütleri, mezhepler hepsi ona bağlı olacak.
Ülkeyi diktatörlüğe taşıyor.
* * *
Bu ülkede iyi halk var.
Gönlünü boşaltmıyor.
Bekliyor, bekliyor.
Uyanıyor.
29 Ekim günü vali yasak koymasına, şehirlerden yola çıkan otobüslerle “evrak eksik, ceset torbası yok” diye durdurulup engellenmesine rağmen “Anıtkabir’deki Adam” a giderek; 10 yıldır içine attıklarını dışa vurdu.
Bu yürüyüş bir dışa vurmaydı.
Anıtkabir’deki Adam’a dediler ki:
Cumhuriyet’i de sakatlıyor.
Özgür bir ses istemiyor.
Fikir çeşitliliğine kızıyor.
Özgürlük artışından korkuyor.
Seçilmiş padişah olacak.
İslam’ı da değiştiriyor.
Kaba bir İslam yorumu var.
Dini kendine uyduruyor.
Kendi din yorumunu okullarda “seçmeli din eğitimi” adı altında öğrencilerin körpe beynine yerleştirecek. Dindar gençlik adı altında tek tip insan yaratmaya çalışıyor.
* * *
Bu ülkede iyi halk var.
Beynini salata yapmıyor.
Bekliyor, bekliyor.
Uyanıyor.
29 Ekim gününü bekledi.
Uyandığını gösterdi.
Anıtkabir’deki Adam’a gittiler.
Şunları da eklediler.
Biz izliyor, görüyoruz.
Türkiye, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na güney komşusunda Esad’ın “ Suriye yanarsa ben de Ortadoğu’yu yakarım” dediği…
Doğu komşusu İran’ın “Suriye’ye müdahale edilirse onun yanında savaşa girerim” diye ilan ettiği… Kuzey komşusu Rusya’nın başkanı Putin’in de “Suriye uçağında bizim askeri malzememize el koyanlar bedelini öder” diye tehdit savurduğu bir ortamda girdi.
Sanki Türkiye; “Lübnanlaşma ve Yugoslavyalaşma batağına benzer” bir büyük felakete sürükleniyor.
Yugoslavya bölündü.
Parçalandı.
Lübnan yandı kavruldu.
Aynısı Türkiye’nin başına gelebilir.
* * *
Bu ülkede iyi halk var.
Olacakları görebiliyor.
Beynini salata yapmıyor.
Gönlünü boşaltmıyor.
Bekliyor, bekliyor.
Uyanıyor.
29 Ekim’de barikatlar aşıldı.
Anıtkabir’deki adama gidildi.
Emek isteyen dirilişi gösterdi.
29 Ekim yürüyüşünde yarım bırakıp söylemediklerini seçimde sandıkta söyleyecek.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)