Anayasa'yı oku cahil


Bana, 'Türkiye'nin nesi meşhurdur?' diye sorana cevabım hazırdır:
-Cahili meşhurdur.
Kendi 'cehl-i mücessem'ini bilgi anıtı gibi gösterenler gazeteleri, televizyonları istila ettiler.
Bunun son örneği de 29 Ekim'de başlatılan 'İki başlılık' tartışması.
Efendim; bir ülkede iki baş olamazmış. Türkiye'de tek yetkili, tek yönetici olmalı imiş. Yani; Başbakan Erdoğan dışında kim varsa yetkisi de etkisi sıfırlanmalı imiş.
Örneğin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; hükümetle ilgili hiçbir şeye karışmamalı imiş; karışamaz imiş.
Bizim tanınmış cahiller evirip çevirerek işte bunu söylüyorlar.
Eğer ortada bir anayasa var ise... Eğer bu hükümet o anayasaya göre iş yapıyor ise... Eğer Başbakan Erdoğan bu anayasaya göre başbakanlık yapıyor ise... Abdullah Gül de aynı anayasanın kendisine verdiği işlere karışır.
Açın anayasayı okuyun. Cumhurbaşkanının 'devletin başı' olduğu hükme bağlanmıştır. Hükümet; sadece devlet organlarından birisidir; öyleyse cumhurbaşkanı onun da başıdır.
Zaten Anayasa'daki 104. Madde'nin b şıkkında bu durum açıklığa kavuşturulmuş bulunuyor. Okuyun: 'Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağırmak.'
Yani Sayın Gül ister ise; Başbakan'a yazı yazar; kendi başkanlığı altında hükümeti toplar ve onlara emir dahi verebilir.
Başbakan Erdoğan nasıl ki gücünü bu anayasadan alıyor ise Cumhurbaşkanı Gül de aynı yerden güç ve görev alıyor. Bu görevi yerine getirmek; iki başlılık olarak gösterilip engellenir ise anayasayı ihlal etmek suçu işlenmiş olur...
Şu televizyonlarda vır vır konuşanların hiç değilse 'Anayasa bu konuda ne diyor acaba?' biçiminde kendilerine bir soru sormaları gerekmez miydi?

ŞU İLLEGAL ÖRGÜT NE OLDU?
29 Ekim Bayramı resmi olarak nasıl kutlandı bir hatırlayın:
Toplamışlar alkışçı bir bölük kimseyi stadyuma.
Yukarıdan savaş uçakları geçiyor; aşağıdan tanklar.
İkisi arasında Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül, yüksek mahkemelerimizin başkanları.
Tam bir militarist gösteri...
Ama sivil halk; bayramı sivilce kutlamak için sokaklara inince üstüne sürdüler polisi... Gazıyla, bombasıyla, copuyla.
-İllegal örgüt, dediler sokaklardaki kadınlara, çocuklara, yaşlılara...
Allah aşkına nerede şu illegal örgüt?
Ey Ankara'nın istihbaratçı Yüksel valisi; nerede şu olay çıkacak istihbaratı? O istihbarat, zat-ı alilerinin polis kullanarak çıkartacağı olay mı idi?
Belli ki her şeyiniz yalan. Hemen bu işe 'özel yetkili bir savcı'/örneğin Zekeriya Öz/ el atsın da bir terör örgütü imal edip siyasetin beklentisini karşılasın. İçine doldursunlar bütün cumhuriyetçileri... Alsınlar tümünü toplama kamplarına... Sıksınlar helikopterler ile havadan zehirli gazları; Hitlervari yok etsinler.
Sonra sultanımızla, şeyhülislamımızla; İstanbul kadısı ile yeni bir düzen kurup 'Asr-ı Saadet'i Boğaz'da canlandıralım.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)