Mustafa Mutlu, Müyesser Yıldız’ın “Vatan Yahut Silivri” adlı kitabının önsözünde bakın ne yazmış:
“Bana dokunmayan bin yaşasıncılığın zirve yaptığı bir çağda ‘kavga’nın adıdır Müyesser.”
Müyesser devrimci bir aydın olarak yazılar yazmış, hapise atılmış, aylar sonra serbest bırakılmış, yine her an başına neler gelebileceğini bilerek çalışmasını sürdürmekte... “Vatan Yahut Silivri” işte böyle bir kitap. Günümüzde çoğumuza saçma, anlamsız gelen, gerçekte çok anlamlı nice acıların öyküsü...
Müyesser, suçsuzluğundan o kadar emindir ki, mahkemede savunma bile yapmamış! Bunu onuruna yedirememiş. Dimdik durmuş!.. Mutlu arkadaşın dediği gibi: “Sestir ki gürledi mi, mahkeme salonunu çınlatan, tepkisidir karanlığın, vatan satıcılığının, ihanetin. Ve ödenen bedelidir çağdaşlığın. Müyesser bu ülkenin yarasıdır.”
Mustafa Balbay gibi, Tuncay Özkan gibi, Mehmet Haberal gibi, İlker Başbuğ gibi, daha niceleri gibi...
Mutlu, önsözde Müyesser Yıldız için şu sözleri de eklemiş:
“Yani tehlikelidir gerçekten. Karanlık düşmanı bir aydınlık canavarıdır o.”
Müyesser Yıldız’ın kitabı, içinde yaşadığımız dönemin en etkili belgelerinden biri olarak tarihe geçecektir. Bunu bilerek söylüyorum. Hepimizin içinde yaşadığı korkunç adaletsizliklerin hesabı bu kitapta soruluyor. Bugüne de yarına da!..
Bakın 2004 yılında ABD Büyükelçisi Edelman bazı gazetecilerle konuşurken ne demiş: “Atatürk bugün yaşasaydı yaptıkları nedeniyle insan haklarından yargılanabilirdi.”
Ne kadar doğru bu yorumlama? Atatürk düşüncesinde olan kişilerin hemen hepsi Silivri’lerde, Hasdal’larda değil mi? Hem de dört yıldan beri! Atatürk olsaydı belki de bugünlerde o da hapisteydi. Aynen mütareke günlerinde padişah tarafından idam cezasına çarpıldığı gibi...
“Atatürk yaşamadı ki” diyorlar. Onlara göre Atatürk diye bir adam geldi geçti. Yaptıkları ettikleri unutulacak, hepsi tarihe gömülecek!..
Yanılıyorlar, çok yanılıyorlar. Bugünler geçer gider, bugünkü adamlar da ölür gider, ama Atatürk bir anıttır, kuşaklar boyu direnerek yaşayacak...
“Atatürk Yaşadı mı” ve “Atatürk Bir Gün Gelecek” adlı kitaplarımda yazdığım gibi, Mustafa Kemal Atatürk kendi anıtını kendi yapanlardandır. Öyle bir anıt ki, zamanlara meydan okuyan, yetişen kuşaklara, insanlık, milliyetçilik, vatan sevgisi nedir öğreten.
