AKP’nin Mazlumu...

Bir yandan PKK ile görüşmelerin ortaya çıkması

Bir yandan PKK ile görüşmelerin ortaya çıkması... Bir yandan şehit cenazeleri... Zamlar... İsrail’le kavga.. İran’ın protestoları... Suriye ile bozuşma... Akdeniz’de doğalgaz sondajında bozgun... İktidarın üzerinde çakan şimşeklerin haddi hesabı yok..
Bu durumda ne yapacaksınız...
Mazlumu tokatlayacaksınız..
Bir Türk filminde izlemiştik. Patronun Mazlum adında bir çalışanı vardı. Adamın işi sadece belirli zamanlarda dayak yiyerek patronuna ferahlık vermekti. Patron çok bunaldığında Mazlum’u çağırtıyor, onu tokatlayarak rahatlıyordu.
AKP’ nin mazlumu da CHP... Tayyip Erdoğan son olarak Alman vakıflarını attı ortaya... CHP’li belediyeler Alman vakıflarından kredi alıyor, ihaleleri PKK’lı müteahhitlere veriyormuş. Hangi belediye, hangi vakıftan kredi almış da, kime ihale vermiş?
Ne belediye adı var, ne vakıf ve müteahhit adı.
Başbakan’ın yapacağı bu tür kuşkulu söylentiler yaymak değil, adli makamları harekete geçirmek olmalıydı. Tabii sözlerinin dayanağı varsa...
Alman Heinrich Böll Vakfı Başkanı Ralf Fücks dün açıklama yaptı:
“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan’ın iddialarının gerçeklerle herhangi bir ilgisi yoktur. Alman siyasi dernekleri ne altyapı projelerini destekler, ne de kredi verir...”
Başbakan bu tür sert ve kesin yalanlamaların hedefi olmamalıydı...

Piri Reis...

Soru: Piri Reis sismik araştırma gemisi neden dönüp Magosa Limanı’na demirledi?
a) Doğalgaz buldu, müjdeyi haber vermeye geldi
b)Mazotu bitti
c) Motorunda arıza başgördi
d) Amerika dönsün dedi.
e) Piri Reis gaz bulmaya değil milliten gazını almak için gönderilmişti, gazı alıp döndü...


O şimdi nerede?

Birkaç gün önce CHP’li Maltepe Belediye Başkanı, ihale yolsuzluğu gerekçesiyle polis tarafından zorla adliyeye götürülmüş... İfadesi alınıp serbest bırakılmıştı. Polis dün sabah da yine ihale yolsuzluğu gerekçesiyle bir başka CHP’li belediyeyi, Kadıköy Belediyesi’ni bastı, aralarında başkan yardımcısının da bulunduğu 8 belediye çalışanını gözaltına aldı.
Manzaraya bakınca iktidarın belediyelerdeki iddialar konusunda çok duyarlı olduğu şeklinde bir kanaat oluşabilir. Acaba öyle mi? CHP Grup Başkan Vekil, Muharrem İnce anlatıyor:
“Bir yıl kadar önceydi... AKP’li İstanbul Zeytinburnu Belediyesi’nin bir müfettişi, belediye başkanı dahil 8 üst düzey belediye yöneticisinin kaçak yapıya göz yumma karşılığı 1 milyon euro rüşvet aldığına yönelik rapor hazırlamış ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan soruşturma izni istemişti. Beşir Atalay her nedense(!) bu izni vermedi. Mahkemeye başvurdum, hâlâ sonuç yok.
İki: Dokuz ay önce, yine dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması talebiyle bir soru önergesi verdim. Sorduğum soru özetle şuydu: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ilansız ihale alan AKP’li belediye meclis üyesi var mıdır? Varsa kimdir? Bu sorum da yanıtlanmadı.”
İlansız ihale alan Büyükşehir Belediye Meclis üyesi kim miymiş... Muharrem İnce yanıtlıyor:
“Benim önergemden sonra parti o kişiyi terfi ettirdi, şu anda AKP’nin Sivas Milletvekili olarak görev yapıyor.”


Bu iktidar koskoca “Piri Reis”i de Rumlar karşısında “Pire Reis” konumuna düşürdü ya... Helal olsun!
Fahrettin Fidan

Yazıcı!

Milliyet muhabiri arkadaşımız Nedim Şener’in telefonları, İstanbul Emniyeti’ne 6 Mayıs 2009 tarihinde gelen “M. Yılmaz” imzalı elektronik posta mesajıyla dinlemeye alınmış. Kimdir bu şahıs? Bilinmiyor...
Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, bu yıl mart ayında Hürriyet gazetesini ziyaretinde Nedim Şener ve diğer gazetecilerin tutuklanması ile ilgili şöyle konuşuyor:
“Sadece isimsiz - imzasız ihbarla insanların gözaltına alınıp tutuklanması... Böyle bir şey olmaz. Eğer öyleyse bu vicdansızlık. Ben de hâkimlik yaptım, bu konularda karar verirken adamın vicdanının rahat etmesi lazım. Eğer sadece imzasız ihbar mektubuyla oluyorsa, sonuçta bunları göreceğiz. Kıyameti koparırız o zaman...”
Hayati Yazıcı da bir imzasız e-posta kurbanı olmuş ancak kısa sürede postayı gönderen kişi bulunmuştu...
Ergenekon davalarında ise meçhul postaların sahipleri bir türlü bulunamıyor.
Hayati Yazıcı Bey bu durumlara ne mi diyor?
Hiç sesi çıkmıyor.

Karabük

Karabük Üniversitesi’ndeki yemek fiyatlarıyla ilgili olarak Rektörlük’ten bir açıklama aldık...
Rektörlük öğrencilere 1.50 kuruş, öğretim üyelerine ise maaşlarına göre 2 ila 4 lira arasında fiyat uygulandığını bildiriyor. Taşeron işçilere tahakkuk ettirilen brüt 6 TL’nin bordrolarında gösterildiğini kaydediyor. Anlaşılan taşeron işçiler yemek ücretlerini maaşla birlikte aldıklarından bunu fark etmiyor.

Türkiye’nin siyasi tarihinde cezaevlerinin sembolik önemi var...
Menderes döneminde Yassıada,
Demirel döneminde Ulucanlar,
Evren döneminde Mamak,
Özal ve Yılmaz dönemlerinde Sağmalcılar,
Ecevit döneminde İmralı,
Erdoğan döneminde Silivri, Hasdal...
* * *
Soru: Başbakan Erdoğan, Alman vakıflarına neden savaş açtı?
Yanıt: Deniz Feneri e.V. davasının intikamını almak için...
* * *
Balyoz hâkimi Akçay isyanlarda:
“30 duruşma yapıldı, daha ne zaman delil toplanacak.”
Belli ki Gölcük ve Eskişehir’de bulunan belgelerde sakat noktalar var, yenileri bekleniyor...
Haldun Ertem


Melih Aşık
Milliyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)