İkinci gruptakiler; dönüşümden, değerlerin hızla yitirilmesinden kaygılı...
Genç meslektaşım Taylan Özbay da bunlardan biri...
Bir gün bir e-posta geldi Taylan’dan... Çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanan yazılarını bir araya getirdiğini, okuyup görüşlerimi bildirmemi istiyordu. Bir de olabilirse, arka kapak yazısı yazmamı...
Hiç düşünmeden, “Gönder” dedim.
Bir solukta da okudum.
Çünkü bu kitap, genç bir adamın yaşadıklarına, gördüklerine isyanıydı...
Ve hepsinden önemlisi, “tarihe kazılan yazılar”dı bunlar...
Yaşadığımız ama unuttuğumuz komiklikler, derin izler bırakan acılar, hayal kırıklıkları...
Örneğin 17 Aralık 2006’da Türkiye ile Avrupa Birliği’nin tam üyelik müzakerelerine başlanması kararının, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce, gündüz saatlerinde yapılan bir “havai fişek gösterisi” ile kutlandığını hatırlatıyordu Taylan... Ve bu kutlamanın kendisinde yarattığı duyguları...
Bu genç adamın ilk kitabı, beni de heyecanlandırdı ve istediği o “arka kapak yazısı”nı yazıp gönderdim. İşte o yazı:
“Susulacak zaman mı?” diye soruyor genç adam?
Gözlerim bu iki sözcükte donup kalıyor uzun bir süre...
Değil...
Ve ne yazık ki hiçbir zaman susmak gibi bir lüksümüz olmadı bu ülkede!
Ama biz susmadık diye, yanlışa gitmekten de kurtulmadı hiçbir şey...
Onun da söylediği gibi, “Yarın dönüp bugünlere baktığımda, tepkisiz, sessiz, sorumsuz bir genç adamla karşılaşmamak için, bugüne dair hayallerime gelecekten yer ayırtıp durmadım mı” ben de yıllardır...
Ve kimi zaman yalnızlaşmanın korkunç hüznünü damarlarımda hissetmedim mi?
İyi de o zaman yıllar sonra geçmişe baktığımda, neden “İyi ki böyle yapmışım” diyemiyorum?
Neden huzurla değil de; hâlâ endişelerle dolu yüreğim?
Susulacak zaman değil elbette; bu ülke, bu insanlar önemliyse senin için... Ciğerinin en dipteki hücresine kadar doldurduğun temiz havayla haykırman gerekiyor, “Kraaaaal çıplaaaaaaaak” diye...
Ve haykıra haykıra ağarıyor saçlar, dökülüyor dişler...
Örümcek kafalıların ördüğü bir ağa yapışıp kalmayan ve yem olmak istemeyen genç bir adamın, Taylan Özbay’ın “ciğerler dolusu” haykırışlarından oluşuyor bu kitap...
İçten, namuslu ve bir çocuğun gözbebekleri kadar masum...
Akıp, giden zamana inat...
Yozlaşmaya, dağılmaya, bozguna inat...
Genç bir adamın sessiz çığlıkları var elinizde tuttuğunuz bu “yazılı bellek”te...
Eğer siz de “Susulacak zaman değil” diyenlerdenseniz...
Duyun bu sessiz çığlıkları...
Emin olun; en azından yalnız olmadığınızı göreceksiniz!
***
SUSULACAK ZAMAN MI?***
Türü: Güncel
yazılar
Yazarı:
Taylan Özbay
Yayımcı: İlkim Ozan Yayınları
Baskı tarihi:
Aralık 2011
Sayfa sayısı: 222
Fiyatı: 12 lira
İnternet (İdefix) fiyatı:
10.2 lira.
Kişisel not: Bu kitaba kadar yazarla tanışmıyordum. Ancak ricası üzerine kitabın ilk okurları arasında yer aldım ve arka kapak yazısını yazdım.
*****
Sağlık sektörünün doktora ihtiyacı var!
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, göğüs
hastalıkları teşhis ve
tedavisindeki tartışmasız ustalığının yanı sıra, ciddi bir yazı emekçisi...
Her aydının yapması gerekeni yapıyor: Sadece yaşamakla, çalışmakla, görmekle kalmıyor, aynı zamanda içinde bulunduğu sistemin “hastalıklarını” korkusuzca eleştiren yazılar yazıyor.
Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yapan Ahmet Rasim Küçükusta, kendi sektörünü acımasızca eleştirmekten, özellikle ilaç firmalarının, sağlık tekellerinin oynadıkları oyunları sergilemekten de çekinmiyor.
Tam adı, “Tomografiyi, anjiyoyu bırak! Kalbime koy başını doktor!” olan bu kitapta, ülkemizdeki ve dünyadaki “sağlık istismarı”nı, en aptalımızın bile anlayacağı kadar yalın bir dille anlatıyor.
Yani... Hayatını tıp bilimine adamış bir doktorun, kendi mesleğine neşter vurduğu bir çalışma olmuş bu kitap...
Küçükusta, yılların deneyimiyle, halkımızın paraya endekslenmiş sağlık hizmetlerinden bıktığını haykırıyor ve doktorlara “insan”ı hatırlatıyor:
“Eski Türk filmlerinde olduğu gibi hastanızla birlikte ağlayın. Önce şefkatli olun. İnsan gibi doktor olun! Başınızı, kalbine koyun hastanızın. Çünkü hastalarınız, böyle bir doktorun başının, göğsüne yaslanmasıyla şifa bulacağını biliyor!”
Sağlık harcamaları, toplam tüketim harcamalarımız içinde gıda ve giyimden sonra başı çekiyor... Peki; bizden o paraları alanların ne kadar “sağlıkçı” olduğunu görmek ister misiniz?
O zaman, bu kitabı kaçırmayın!
***
KALBİME KOY BAŞINI DOKTOR***
Türü: Deneme
Yazarı: Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Yayımcı: Hayy Kitap
Baskı tarihi: Ekim 2011
Sayfa sayısı: 167
Kitapçı fiyatı: 10 lira
İnternet (İdefix) fiyatı: 8.5 lira.
Kişisel not: Yazarla telefon sohbetlerim var...
Mustafa Mutlu
Vatan