Meclis, büyük bir özveri ile çalışıyor.
Ülkeyi ‘yeniden’ yapılandırmaya çalışan vekillerimiz, ‘yorucu’ bir bütçe maratonunun ardından tatile çıkmadan önce ‘çok önemli’ bir gece yarısı operasyonuna daha imza atmayı başardılar.
‘Sağlık’ harcamalarından gelecek olan kaynağı ‘verimli’ bir şekilde değerlendirmek için önce ‘sekreterlerinin’ ve ‘danışmanlarının’maaşına yüzde yüz zam yaptılar, ardından bunu ‘gerekçe’ göstererek kendi emekli maaşlarını ikiye katladılar.
Aldıkları ‘11 bin 250’ liralık maaş yüzünden ‘geçim sıkıntısı’ çeken Meclis’teki 200’den fazla milletvekili, emekli aylıklarına yapılan ‘intibak’ düzenlemesi ile birlikte toplam ‘19 bin 250’liracığı ‘analarının ak sütü’gibi cebe indirecekler.
‘Vatandaşın yarasına’ merhem olabilecek en küçük bir düzenleme için dahi bir araya gelemeyen Meclis’teki 4 partiye mensup milletvekillerinin, ‘beş dakika’ içerisinde ‘oy birliği’ ile bir karara imza atmaları, herkesin gözlerini yaşarttı.
Maşallah, Allah nazardan saklasın.
***
‘Vekilin’ maaşı, ‘asilin’ çenesini yorarmış.
Meclis, milleti ‘temsil’eden bir kurum olmaktan çıkıp, milletin sırtında ‘iktisadi bir kambur’ haline gelmeye başlıyormuş, kimin umurunda?
Tam da “Asilin açlık sınırının altında emekli maaşına talim ettiği bir yerde, vekilin 8 bin lira emekli maaşı alması Allah’tan reva mı?” veya “Vatandaşa mezarda emeklilik, vekile iki yılda kıyak emeklilik hangi adaletin eseri?” mealindeki saçma sapan sorular ile kafayı yemeye başlayacaktık ki, çok sağolsun Meclis Başkanı Cemil Çiçek yetişiyor imdadımıza:
- “Elinizi vicdanınıza koyun.”
İnsan elini ‘vicdanına’ koyunca, tabii bu kez dudak uçuklatan ‘maaş adaletsizliğinden’ daha farklı sorular üşüşmeye başlıyor kafasına.
Özellikle şu soruya takılıp kalıyor mesela:
- “Meclis’te aldığı maaşı gerçekten hak eden bir milletvekili var mı acaba?”
Yok. Neden yok?
Çünkü millete ‘vekalet’ edecek olan milletvekillerinin hiçbiri ne yazık ki ‘millet’ tarafından seçilmiyor.
***
Peki, bu adaletsiz zam ne işe yarayacak?
Meclis’te ‘parmak kaldırıp indirmekten’ başka bir fonksiyonu olmayan milletvekillerinin ‘kalitesini’ mi artıracak, onları ‘başka işlerin’ peşinden koşmaktan alıkoyup, ‘milletin menfaatleri’ doğrultusunda çalışma yapmaya teşvik mi edecek?
Meclis’in gerçekten ‘millet meclisi’ olmasına katkıda mı bulunacak?
Ne yazık ki hayır.
Milletvekilliğini, ‘millete hizmet’ aracı olmaktan çıkarıp ‘ömür boyu’ devlet garantisi sağlayan ‘ballı bir meslek’ haline çeviren bu tür düzenlemeler, partilerdeki ‘lider tahakkümünü’ daha da tahkim etmekten başka bir işe yaramayacak.
Liderlerin etrafında aşılmaz bir halka oluşturan ve “Siz daha iyi bilirsiniz” sloganı ile hareket eden ‘kurşun askerlerin’ sayısı daha da çoğalacak.
Hayatta hiçbir baltaya sap olamamış daha çok kişi, kısa yoldan milletvekili olup ‘kıyak emeklilik’ ve diğer ‘yan ödemelerden’ yararlanabilmek için liderlerin önünde kuyruğa girip ‘gerdan kırmaya’ başlayacak.
***
Lütfen, elinizi vicdanınıza koyunuz.
Milletin büyük bir ekseriyeti ‘açlık sınırının altında’ ser sefil, perişan bir durumda yaşarken, milletten aldıkları ‘yasama’ yetkisini ‘kendi menfaatleri’ doğrultusunda ‘kötüye’ kullananlar, ‘milletin vekili’ sıfatına layık olabilirler mi?
Sahi, bu Meclis’te, ‘bir daha seçilmemeyi’ göze alıp, ülkenin ‘en temel sorunu’ olan ‘lider sultasını’ cesaretle gündeme taşıyabilecek ‘şahsiyet’ sahibi bir milletvekili çıkmayacak mı?
İsrafil K.Kumbasar
Yeniçağ