Bekir Coşkun’un Arkasındaki Güç


Gazetemizin 88. yıldönümünü önceki gece ‘Cumhuriyet dostları’ ile birlikte kutladık. Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Dil Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve daha nice sivil toplum örgütü üyeleri ve tabii ki Cumhuriyet okurları...

Sevgili Zeynep Oral, ricamızı kırmayarak olağanüstü bir sorumluluğu yüklendi ve Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli sanatçılardan bir grubu çok kısa bir süre içinde başkentte buluşturdu. Tarık Akan, Sabahat Akkiraz, Kumsal Altınörs, Rutkay Aziz, Güvenç Dağüstün, Ilgıt Dağüstün, Zülfü Livaneli, Gülriz Sururi ve Selçuk Yöntem’i işlerini güçlerini bir kenara bırakarak Ankara’da bir araya getiren tek ortak nokta, gazetemiz ve onun simgesi olduğu Atatürk Cumhuriyeti değerlerine sevgi ve bağlılıklarıydı.

Yazarımız Hikmet Çetinkaya İstanbul’dan gelirken, ailemizin diğer büyüklerinden Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, Silivri’de özgürlüğe kavuşacağı günü bekleyen Mustafa Balbay ve katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu da gönderdikleri mesajlarla kutlamamıza anlam kattılar.

***

Gecede, binlerce Cumhuriyet dostundan en büyük alkışı Bekir Coşkun’un alması hiç şaşırtıcı gelmedi. İsmi her anons edildiğinde, sahneye gelişinde, ayrılışında ve her cümlesini bitirdiğinde yükselen alkışlar, siyasi iktidar tarafından baskı altına alınmak istenen bir gazetecinin özgürlüğü için verilen en güçlü destekti...

Hatta belki de, bir gün sonra ülkesinin Başbakan’ından gelecek bariz hakaretlere de erkenden verilen keskin bir yanıttı.

Bu noktada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün yaptığı grup konuşmasında Coşkun ve diğer yazarların ifade özgürlüğünü koruyan ve başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere tüm kurumlara eleştiriye karşı hoşgörü çağrısı yapan demokratik tutumunu önemsiyorum. Yine aynı konuşmada bundan sonra Genelkurmay’dan gelecek her türlü bildiriye CHP’nin karşı duracağını açıklaması da aynı demokratik tutumla uyum içindeydi.

***

Kılıçdaroğlu’nun bu tavrına karşı, Başbakan Erdoğan’ın izlediği siyasete ise dikkat çekmekte yarar var. Başbakan maalesef bir devlet adamından beklenen ilkeli bir duruş sergileyememektedir bu konuda.

Şöyle ki, geçmişte 27 Nisan muhtırası dahil kendilerini hedef alan TSK açıklamalarına karşı tavır alan iktidar sahipleri bugünlerde aynı kurumdan kendi muhaliflerine yönelik açıklamalar gelmesine hiç ses çıkarmamakta; hatta bu tür açıklamaları teşvik eder bir görüntü sergilemektedir.

Başbakan dün bir adım daha ileri giderek TSK mensuplarına Coşkun aleyhinde dava açmaları çağrısında dahi bulundu.

TSK camiasından, Erdoğan’ın bu çağrısına uyacak kaç paşa çıkacak hep birlikte göreceğiz.

Ama sanırım bir başka şeyi daha göreceğiz: O da Bekir Coşkun’un arkasındaki alkışların gücünü...



Utku Çakırözer
Cyumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)