Süt AK’landı!
Çarşamba, Mayıs 09, 2012
Binden fazla çocuğumuzu hastanelik eden süt skandalıyla ilgili ilk analiz sonuçları Diyarbakır’dan geldi. Sonuç mu?
“İncelenen sütlerde herhangi bakteriyel bir durum görülmemiştir. Tüm süt numuneleri temiz çıkmıştır.”
Yani, sütümüz anamızın AK sütü kadar temiz... Dolayısıyla sorumlularımız sütten çıkmış AK kaşık!
Konuyu yakından izleyen CHP’nin hekim milletvekillerinden Aytun Çıray’a bu AKlamaya ne dediğini sorduk.
- Bu durumda suçlu, çocuklarımızın mide bağırsak sistemi demek ki!
- Velev ki öyle!
- İktidarı bu da kurtarmaz. Neden mi? Çünkü bu sütlerin daha çiğ iken, yani işlenmeden önce analizlerinin yapılması gerekiyordu. Türkiye’de bu analizleri yapabilecek tek bir laboratuvar var, bildiğim kadarıyla orada böyle bir inceleme yapılmadı.
- Başka?
- Bazı çocuklarda “laktoz alerjisi” varmış, bu yüzden rahatsızlanmışlar. O zaman da şu sorunun yanıtını vermek lazım: Süt dağıtımından önce laktoz alerjisi taraması neden yapılmadı? Yapılsaydı o çocuklara süt verilmez, bu olay yaşanmazdı. Dahası... Diğer alerjilerin de protein yönünden incelemesi yapılmalıydı. Görünen o ki o da yapılmamış. Alerjik reaksiyonlar farklı insanlarda farklı etkiler gösterir. Bir insanda sivilceye sebep olurken bir başka insanda ölüme yol açabilir. Bu olayda hiçbir çocuğumuzun ölmemesi büyük şanstır.
- Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bu skandalla ilgili yapılan kimi eleştirileri “ahlaksızlık” diye suçladı. Buna ne diyorsunuz?
- İntihalden mahkûm olmuş biri, ahlak lafını bu kadar kolayca ağzına almamalıdır, diyorum.
Başkan’ın adamları!
CHP Milletvekili Kamer Genç, iki hafta kadar önce Ankara’dan İstanbul’a gidiyordu. Esenboğa Havalimanı’nın VİP salonuna girdiğinde, duvar dibine düzenli şekilde konmuş onlarca tek tip çanta görünce meraklandı. Çantaların başında bekleyen şahsa merakını dile getirince aldığı yanıt;
- Biz Başbakanlığın özel korumalarıyız. İki gün sonra Başbakanımız Tekirdağ’da olacak. Onu korumak için gidiyoruz, oldu.
- Bu kadar koruma kendisini hep böyle mi takip edersiniz?
- Evet efendim. Her il gerekirse çevre illerden de polis takviyesi alır. Ama biz yine de Başbakanımızın gideceği yere önceden gidip gerekli önlemleri mutlaka alırız.
- Çantalarınızda ne var?
- Koruma için gereken her türlü ekipman.
Kamer Genç, uçağa bindiğinde gördü ki yolcuların neredeyse tamamı Başbakanlık korumalarından oluşuyordu.
* * *
Geçtiğimiz pazar günü... Kamer Genç yine Ankara’dan İstanbul’a gidiyordu. Uçakta yine Başbakanlık korumalarıyla karşılaşınca sordu.
- Hayırdır arkadaşlar, yolculuk nereye böyle?
- İtalya’ya efendim. Malum, Başbakanımız iki gün sonra İtalya’da olacaklar da.
* * *
Avrupa’da böylesi sıkı korunan bir Başbakan yok... Sadece ABD Başkanı bu şekilde korunuyor. Biz ikinci geliyoruz...
* * *
Başbakan İstanbul’da olmasa da Beşiktaş’taki ofisinin önünde polis nöbet tutuyor. Kadıköy vapurları da hemen oracıktaki iskeleden kalkıyor. Anlamsız bir koruma tedbiri olarak iskele önündeki oturacak yerler söküldü. Vatandaşlar özellikle akşam vakti yorgun argın iskele önünde ayakta vapur bekliyor. Bunlar da bu ülkenin vatandaşı...
Ayıp oluyor...
PAŞA
Başbakan Erdoğan İtalya dönüşü yaptığı basın toplantısında Genelkurmay’ın yaptığı açıklamaları hatırlaması üzerine:?“O yazara tüm paşalar dava açmalı” cevabını verdi.
O yazar denilen kişi Bekir Coşkun... Tüm paşalar Bekir Coşkun için dava açabilir. Buna hakları vardır.
Ancak Başbakan’ın “O zatın kaleminden pislik akıyor” demeye hakkı yoktur.
Bir yazarla uğraşmak ve hedef göstermek Başbakan’a yakışmaz.
RAY
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek zarif ve dengeli bir zat! Tam Başkent’e yakışan belediye başkanı.
Mesela Eşber Atilla adlı vatandaş kendisine mesaj atıyor:
“Murat Karayalçın’dan sonra tam 20
yıl 1 metre dahi ray döşeyemediğin metrodan seri kurtaran RTE’ye (Recep Tayyip Erdoğan) şükret. Ankara laf değil hizmet istiyor.”
Gökçek’in cevabı: “Döşediğim rayları gösterirsem o rayları ne yaparsın? Özel kaleme gel, yanına birini vereyim, artık raylarla resim mi çektirsin, başka bir şey mi yaparsın, tercih senin”
CHP’li Akif Hamzaçebi, “Çankaya Köşkü denge makamıdır” demiş.
Bugünkü Köşk’ü kastetmişse... Bize göre denge değil olsa olsa “Hüzzam Makamı”dır!
Fahrettin Fidan
Pleyof
Futbol Federasyonu eski başkanlarından Kemal Ulusu cevabı zor bir soru soruyor. Bakın ne;
“Süper ligde 34 maç oynandı... 3 takım küme düştü.
Ancak play - off uygulamasıyla şampiyon takım 40 maçın sonunda belli oluyor.
Düşen takımlar ‘Yahu şampiyonu 40 maçta tayin ediyorsunuz beni ise 34 maçta düşürüyorsunuz, benim suçum ne, bizi de 6 maç daha oynatsaydınız, belki biz de kurtulabilirdik’ derlerse yetkililer ne yanıt verecektir?”
Soru: Başkanlık sistemi gelir de Erdoğan “tek adam”lığını resmileştirirse Abdullah Gül ne olur?
Yanıt: Tekaüt...
Haldun Ertem
Koku
İstanbul Büyükşehir Belediyesi “İstanbul’da Çevre Yatırımları”nı anlatan bir kitapçık göndermiş...
Kadıköy’deki Kurbağalıdere’den de söz
ediliyor.
Büyükşehir Belediyesi 1994 yılından bu yana 15 bin metresinin islahı için 47 milyon lira sarf etmiş. Derenin uzunluğu 65 bin metre.
Dere bir ara temizlendi gibi oldu...
Ancak yine eski haline döndü.. Yine fena halde lağım kokuyor...
Geçenlerde derenin kenarında konuşan iki vatandaşa kulak misafiri olduk. Biri dedi ki:
- Yahu koca Haliç’i temizlediler de şu dereyi temizleyemediler...
Aynen öyle...
Melih Aşık
Milliyet