Bu kadar alıngan mı olduk?
Çarşamba, Mayıs 09, 2012
Geçen hafta Pazar günü Politikanın Nabzı programına Türk Basınının deneyimli ve cumhuriyet döneminin çok olayına tanık olmuş dört değerli arkadaşımı konuk etmiştim. Dördünün de asıl meslekleri gerçek anlamda gazetecilik yapmaktı. Oktay Ekşi, Altan Öymen, Dr. Cüneyt Ülsever ve Ferit İlsever. Oktay Ekşi’nin son seçim öncesi başına gelen olayı ve Türkiye’nin en büyük gazetesi kabul edilen Hürriyet Gazetesi’nden nasıl ayrılmak zorunda kaldığını biliyorsunuz. Ekşi, çok sevdiği mesleğinden ayrılıp siyasete katılmayı seçmek zorunda kalmıştı. Oktay , şimdi CHP İstanbul milletvekili. Siyasete yabancı da değil çünkü 1960 27 Mayıs’ından sonra kurulan “Kurucu Meclis” deneyimi de vardı. Altan Öymen ise, zaten gazetecilikten Oktay Ekşi gibi o “Kurucu Meclis’te yer alarak siyasete başlamıştı. O başlayış CHP Genel Başkanlığına kadar sürdü. Ferit İlsever ise, başından beri gazeteciliğin yanında, siyasetin göbeğinde pişmiş, deneyim kazanmış ve şimdi İP’nin genel başkan yardımcısı. Yani o programda hala gazetecilik yapabilen iki kişi vardık. Cüneyt Ülsever ve ben. Dr.Ülsever de AKP iktidarı tarafından yazılarına müdahale edilen, işinden olan gazetecilerden biri daha. Koç Üniversitesi’nde öğretim görevi yapan değerli bir bilim adamı.
Bu çıkış nasıl algılanmalı?
Hepimiz ülkemizin içinde bulunduğu siyaseti ve basın özgürlüğünün önemini konuşacaktık. Programın planını buna göre düzenlemiştik. Ne var ki; ani bir değişiklik yapılması gereği doğdu. Genelkurmay’dan yapılan bir açıklama ve açıklamada hedef kabul edilen Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun ve İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr.Ümit Kocasakal olunca, işe oradan başlamak gerekti. Konukların hemen tümü Genelkurmayın açıklamasının ne anlama geldiğini, arkasından Sayın Başbakan’ın TSK konusundaki tutum ve davranışları bilindiğinden Sayın Genelkurmay Başkanının emriyle yapılan açıklamayı hararetle övmesinden sonra, iş daha da önem kazandı. Genelkurmay Başkanı Sayın Necdet Özel 28.Genelkurmay Başkanıdır. Peki 26. ve 27. Genelkurmay Başkanlarımız şimdi neyle meşguller? 26.Başkan İlker Başbuğ “TSK’nın 2 yıl başında görevdeyken terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmakta, cezaevinde”
27.Genelkurmay Başkanı görevi bitmeden yanındaki kuvvet komutanlarıyla birlikte istifa etmek zorunda kalmış emekli orgeneraller. Tablo bu. Bu tablonun ardından ne beklenebilir? Yani Genelkurmay Başkanı Sayın Orgeneralin bu hukuk garabeti karşısında arkadaşlarını ve komutanlarını korumak ya da kollamak olmada asker arkadaşlığı adına ziyaret etmesi değil mi? Sayın Özel doğrusu bu konuda sessiz kalmayı yeğlerken, basın özgürlüğünü kullanan ve bir ironi yapmayı bu özgürlüğün kendisini koruyacağını sanmak gibi bir açık muhtıranın hayal sükutu mu olmalıydı? Ya İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr.Ümit Kocasakal’ın sivil demokrasiyi koruyan sözlerinden alınarak bir hukuk adamına karşı haksız çıkış nasıl algılanmalıdır?
Başbakan’a bilgi veren yeni merkez mi?
Oktay Ekşi bir gazeteci-milletvekili olarak şöyle konuştu:
“Genelkurmay’ın açıklamasını anlamak mümkün değil. Bekir Coşkun hayvanları çok sever. Hatırlayacaksınız onun Paco adlı köpeği çok ünlüydü. Hatta Paco’yu koruma dernekleri bile kurulmuştu. Paco öldü ve Bekir Coşkun yeni bir köpek aldı. Onun adı da Paşa. Bana öyle geliyor ki Bekir köpeği üzerinden bir mizahi yazı yazmış. Yanlış yazmış, doğru yazmış o ayrı mesele. Benim asıl üzerinde durduğum son on yılda çok alıngan insanların yaşadığı bir ülke olduk. Mesela havaya bakıp yağmur yağacak desek birileri alınıyor ve vay bana nasıl ördek dersin diyor!”
Dr.Cüneyt Ülsever Oktay’a katılarak dedi ki:
“-Yani artık paşa paşa oturacağız diyemeyecek miyiz? Zeki Müren’e de ‘Paşa’ derlerdi bu da mı suç olacak? Olacak iş değil ya bundan en çok alınacak olanlar örneğin; Kasımpaşalılar ve Sayın Başbakan olamaz mı?”
Türkiye Cumhuriyeti basın özgürlüğüne, kuvvetler ayrılığı ilkesine bir denetleyici kuvvet olarak 4.kuvvetin adını neden basın ve medya olarak koydu düşünülemez mi?
İşte size hiç yoktan çıkan bir gerginlik nedeni daha. Hele TSK için askerlik “yan gelip yatmak değildir, şehit askerlere kelleler” diyen Sayın Başbakanın Genelkurmayın bu açıklamasını hararetle desteklemesine ne diyeceğiz? Oktay Ekşi Başbakan’a bilgi veren birkaç merkezin var olduğunu sandığını ve bunların “habbeyi kubbe yapıp Başbakan’ın önüne koymakta ve büyük gerginlik yaratmakta son derece başarılı olduğunu” ifade etti.
Devlet adamları geçmişte söylediklerini unutunca bakın onun altındakiler neler yapabiliyor?
Kurtul Altuğ
Aydınlık
Tags