Türklere karşı oynanan eski “Büyük Oyun”un yeni “Küçük Oyun”ları şimdi sahnede. Ana tema “Kürt Sorunu”, “Terör-PKK nasıl bitirilecek?” Aslında, nasıl bitirilmesi gerektiği belli; Kuzey Irak’a-Kandil’e büyük bir harekat yapmakla, “Büyük Taarruz”la eşkıyanın merkez üssünü yok etmek ve haydut başlarını itlaf etmekle…
Fakat PKK azarken, terör her gün canımızdan canlar koparırken, güya “ciğeri yanan” Erdoğan’ın anlaşılan harekat yapmak için pek gönlü yok, topu taca atıyor. Kış gelince bahane hazır; fakat eşkıya durmuyor, kar kış demiyor…
Haydutların azmasına sebep olan “Kürt Demokratik Açılımı” Habur’da fiyaskoyla neticelenmişti. Bundan sonra BDP bu “açılımı” Demokratik Özerklik Açılımı’na tahvil etti. Ama Erdoğan’ın ülkeye pahalıya mal olan büyük yanlışı da teflon tavasından kaydı.
Şimdi harekatı önlemek için yeni oyun; Irak hükümetinden PKK ile ortak mücadele ve “İstihbarat paylaşımı vaadi”… “İstihbarat paylaşımı”nın ne olduğunu, ABD’nin bu husustaki vaatlerini biliriz…
***
Türk Ordusu’nun Kuzey Irak’ta harekat yapmasına, Kuzey Irak başları telaşlandı. Harekat işlerine gelmez, çünkü nihai kazançları PKK ile aynı. Maliki, Barzani, Talabani “Siz yapmayın biz yaparız” diyorlar. Zebari engel olmak ve boş vaatleri tekrarlamak için Ankara’ya geldi. Hükümet de bu girişimleri olumlu karşılıyor ama benim külahıma anlatsınlar. Peşmergeler PKK ile şu sırada dalaşırlar mı? Fakat “Büyük Kürdistan” kurulunca başı, Apo mu, Karayılan mı, yoksa Talabani, Maliki veya Barzani mi olsun diye aralarında iktidar mücadelesi başlar ve peşmergelerle PKK “gerillaları” kaçınılmaz olarak çatışırlar. Ama şimdi “kan kardeşlerin” ortak düşmanı Türkiye bölünsün, “devletleri” kurulsun, kozlarını o zaman paylaşırlar…
Bu, bizim Kürt sevdalılarını, Kandil yârânını hiç ırgalamaz; onların derdi “Türk hakları” değil “Kürt hakları”… Türk komutanların “yakalanmaları” onları hiç rahatsız etmez; PKK’nın kent ayağı KCK’lılar tutuklanınca, kendi nasırlarına basılır. Bu adamlar, kadınlar da şimdilerde kara harekatına engel olmaya çalışıyorlar. Harekat barışı önlermiş. Hangi barış? Kürt Baharı’nda, Türk Sonbaharı’nda Türkiye’de “barışa” son verecek, ülkemizi bölecek “Sevr” barışı!..
Adına Frenkçe “fars” mı dersiniz alaturka “orta oyunu” mu kahramanı Apo! Bu, binlerce insanımızın idam hükümlüsü, suçu sabit olduğu halde asılmadı, asılamadı, darağacının altından kurtuldu ve bugün kendi deyişiyle “barışın” kilit adamı!.. Barışçı çözümün umudu, katil haydut başının, şimdi TC devleti ile barış masasında muhatap olması çağımızda tarihlere geçecek gaflet “menkıbesi”! Hükümet temsilcileri, Erdoğan’ın talimatıyla haydutla masaya oturdular bile. Hep sorarım; buradan Sayın Başbakan’a gene soruyorum; bu haydutlarla pazarlıkta ne alıp ne vereceksiniz diye ama tıs yok…
***
Apo yolunda küstahça devam ediyor, hükümetle oynuyor. Hükümetin adı “TC Hükümeti.” Benim kanıma dokunuyor…
Öcalan, İmralı’dan gönderdiği son mesajlarında, barışın “kilidi” olduğunu söyledikten sonra kendinin barış için ilk adımı attığını ve fakat artık hükümetin adım atmasını beklediğini söyledi. Adamın pişkinliğine bakın; “Kanın durması. Annelerin gözyaşlarını artık durdurmak için elinden geleni yapacakmış”. Sevdalıları sormazlar ama ben sorayım: 27 yıldır oluk gibi kanlar akmasına, anaların ağlamasına sebep olan kimdi? Bazıları unuttularsa şehit anaları, eşleri, çocukları unutmadılar. Zaten Apo da itiraf ediyor; “Bu mücadeleyi biz başlattıksa, çözüm de yine bizimle gelir. Bu sorunu Kandil, PKK ve ben ortaya koymuşsam, çözecek olan da bizleriz.”
Ve bu adam küstahça hükümeti şantaj yapmakla suçluyor. dikkat edin bu polemik-atışma, devlet ve hükümet başları arasında değil, TC devleti ve eşkıya başı arasında. Buna imkan veren de eşkıyayı alıp karşısına kabul eden AKP iktidarı. Eşkıya ile yatağa girersen olacağı bu idi!
Apo şimdi “Süreci biz tıkamadık. Devletle ve devletin yetkili birimleri ile görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerin önünü biz değil, devlet ve şimdi müzakere yolunun açılması için hükümetin kendisi kapatmıştır” diyor ve şimdi önünün yeniden açılması ve akan kanların durdurulması için adım atılmasını bekleyecekmiş! Şimdi de cinayeti katil çözecek; kapının kilidi hırsızın elinde.
***
Erdoğan, Bahçeli’nin “Türk bayrağını Kandil’e dikin” sözleri üzerine “Bayrak dikmekle terör biter mi” dedi. Doğru ama terör harekatla bitirilirse o zaman da Cumhurbaşkanı Gül, o bayrağı Kandil’e dikmek onurunu kazanır. Sınırda birlikleri ziyareti, inşallah bir işarettir.
Bekliyoruz…
Altemur Kılıç
Yeniçağ