Erdoğan istediği kadar desin ki, “terörle mücadele kararlılığımız sürecek” diye, laf bunlar laf… 3 Kasım 2002’de AKP siyaseti iktidar olduğu zaman istemiş olsaydı, Türkiye bu terör belasından çoktan kurtulmuştu ama yapmadılar, terörü siyasete çektiler…
İstediği kadar desin Erdoğan “ciğerim yanıyor” diye, bunlar boş laf… Ciğeri yanan bir Başbakan, 21 Ekim 2007’de, Dağlıca Piyade Taburu saldırıya uğradığında, uğrayıp da 12 asker şehit edildiğinde ve ardından sekiz askerimiz kaçırıldığında, elindeki halk iradesi adına tezkereyi kullanır ve Irak’taki PKK’ya yaşam hakkı tanımazdı ama bunu da yapmadılar, aksine terör üzerinden siyasi rant sağlama derdine düştüler…
İstediği kadar AKP siyaseti desin ki “Irak’a gireriz, PKK’yı yok ederiz” diye, aldatmaca bunlar, kandırmaca… Irak’a girecek olan adam, 17 Haziran 2010 günü Şemdinli Mezargediği’nde şehit düşen 11 askerimizin hemen ardından girer ve bu PKK’yı Hakurk’tan temizlerdi, ama yapmadılar… Üstelik Başbakan Erdoğan 18 Haziran’da Mezargediği’ne gitti, mevziye girdi ve Hakurk’taki teröristleri gördü, gördü ki eğildi ya da çömeldi bu mevzide ama yine de harekâtı yaptırmadı…
“Analar ağlamasın” diye yola çıktılar, Habur’a teröristleri getirdiler, ama terörist elbisesiyle getirdiler, halkın içinde dolaştırdılar… Terörist elbisesi demek, PKK terör örgütü demektir… Siz bu elbiseyi tanıyorsanız, o zaman örgütü de tanıyorsunuz, demektir, bu da suçtur hem de anayasal suç…
“Akan kanlar dursun” dediler, pişman olmayan katillere pişman muamelesi yaptılar, ifadeleri değiştirip serbest bıraktılar… Ne oldu sonrasında? Davulla zurnayla karşılatılan bu katiller, Diyarbakır’a gitti, on binlerce insanı toplayıp gösteri yaptılar, bütün ekranlarda boy boy bize gösterdi bu ihanet sürecini, hem de her gece…
Artık teröristleri dağda niye arıyorsunuz ki, teröristler artık halkımızın içinde ve de halk desteği var arkasında. PKK terör örgütü otuz yıl boyunca insanlarımızı öldürüp bu halk desteğini almaya çalıştı ama başaramadı. Halkımız devletine güvenip örgüte destek vermedi. Ama bu AKP siyaseti var ya bu Erdoğan siyaseti, örgütün otuz yılda yapamadığını yapıp Habur Olayı ile halk desteği verdi bu hainlere, artık teröristler içimizde, dağda değil… Bakın inanmıyorsanız bakın Bitlis’e, beş polisimiz şehit, iki vatandaşımız can verdi işte haberi:
“… 18 Ekim 2011 günü, Güroymak- Bitlis karayolunun 5’inci kilometresindeki Kolbaşı Mevkii’ndeki bombalı saldırı saat 15.45 sıralarında meydana geldi. Bitlis’in Güroymak İlçesi yakınlarında PKK’lı teröristlerin karayolundan geçen polis aracına düzenlediği bombalı saldırısında 5 polis şehit oldu, olay yerinden geçen kamyonetteki baba- kız yaşamını yitirdi, 3 kişi de yaralandı…” Saldırı saat kaçta olmuş? 15.45 yani gündüz…
Aynı gün ikinci olay, işte haberi: “…Mardin- Ömerli karayolunun 25′inci kilometresinde bulunan Hop Geçidi Mevkii’nde bugün saat 15.10 sırlarında askeri konvoyun geçişi sırasında yola teröristler tarafından döşenen mayın, uzaktan kumandayla patlatıldı…”
Bu saldırı kaçta olmuş? Saat 15.10… Yani gündüzün…
Aynı gün yani bugün, üçüncü olay, yer Tunceli, işte bunun da haberi: “…Nazimiye’ye 15 kilometre mesafede bulunan Dereova Köyü Jandarma Karakolu’na bir grup PKK’lı terörist tarafından bugün saat 16.00 sıralarında uzun namlulu silahlarla saldırıda bulundu…” Peki bu saldırı kaçta? 16.00 yani yine güpegündüz…
Bu saldırılar ne anlatıyor size? PKK artık içimizde, halkın içinde, şehir merkezlerindeki sempatizan kadrolarından aldıkları destekle gündüz saldırıyorlar artık.
Peki ne olacak şimdi?
Kara Harekâtından bahsediyorlar şimdilerde, Irak’a. Ay Ekim, kış bastırıyor, şimdi başlatılacak olan bir kara harekâtı kışa sarkacak… Yüksek tepeler karlı olacağı için asker intikalleri vadi tabanlarından yapılacak. Yani askerin gidiş yolu belli, dönüş yolu belli… PKK da zaten hazırlıklı buna, davulla zurnayla yola çıktı bu Erdoğan. Hepsini yan yana getirirseniz bu şehit demektir şehit, hem de çok şehit…
Şimdi Ekim ayındayız. Önceki yıllarda bu PKK’lı hainler kış uykusuna yatmak için çoktan inlerine dönüş yolundaydı ama şimdi değil, çoğu yurt içinde. Üstelik güpegündüz eylem yapıyorlar, hem dağlarda, hem yollarda hem de şehir merkezlerinde… Yani geri çekilmediler Irak’a, neden? Evet, uzun yıllardır bu aylarda Irak’a çekilen PKK şimdi geri çekilmiyor, eylem yapıyor üstelik neden?
Birincisi şudur: Kara harekâtı başlatılırsa eğer, yurt içindeki PKK’lılar asker-polis bir yana, sivil halka yönelip Batı’da eylem yapacaklar, eylem yapıp ortalığı karıştıracaklar, “Serhildan” dedikleri halk hareketi başlatmak isteyecekler de ondan.
İkincisi: Harekât yapılmayıp da yurt içi operasyonlara ağırlık verilirse eğer, yine eyleme yönelecekler çünkü anayasa değişiklikleri yapılırken kendi dayattığı formülleri AKP’ye yaptırmak isteyecekler de ondan. Yapılmazsa yine sözde Serhildan…
Erdoğan Siyaseti son dokuz yıllık iktidarında aldığı yanlış kararlar ve yaptığı yanlış uygulamalar sonucu ülkemizi tam bir kaosun eşiğine getirmiştir. Bu siyasetin bilmeden bu sonuçlara yol açmış olduğunu düşünmek artık tam bir “saflık” olur, her şeyi bilerek yaptılar.
Sözde PKK baskısı ile halkımızı canından bezdirip “yepyeni bir anayasa ile yepyeni bir Türkiye” sloganı ile hem anayasayı değiştirecekler hem de Cumhuriyetimizi, planları şimdilik bu: Doğu’da kaynak ve insan yönetimi PKK’da, Batı’da ise Bizans’ta yani yabancılarda, Dinler arası diyalogla Bizans Rum Patriği Ekümenik yani devlet içinde devlet olmuş, toprakları, limanları, fabrikaları satılmış, özel okullarla çocukları elinden alınmış, gurur duyduğu “TÜRK” kimliği, Türk Milleti ve Atatürk”ü anayasadan çıkarılmış bir sürü toplumundan oluşan yepyeni Türkiye, gidişatımız bu…
Bakmayın şimdilik Türkiyeli gibi laflara, aslında Türkiye; Türk’ün yeri demektir, ama bu bir başlangıç, sonrasında Anadolu halkları var, sonrasında Anadolulu var, en nihayetinde ise Bizans var… 1071 Malazgirt üzerine oynuyor bunlar, rövanşına…
Başımıza gelecekler bunlar, eğer etkimizi ve tepkimizi göstermez isek, başımıza gelecekler olanlar işte bunlar… Herkes bu anlattıklarımızı bir düşünsün, bir de, bizler göçüp gittikten sonra çocuklarımızı neler bekliyor, onu da bir düşünün…
Erdal Sarızeybek
Erdoğan'ın kaos planı, bu yazdıklarımı bir düşünün...
Salı, Ekim 18, 2011