KCK'ya büyük operasyon
KCK'ya yönelik eş zamanlı operasyonda gözaltına alınan 130 kişi arasında BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Erkan Pişkin, BDP Genel Sayman Yardımcısı Salih Yıldız ve yazar Ragıp Zarakolu'nun doktora öğrencisi oğlu Deniz Zarakoğlu da bulunuyor.
İstanbul, Diyarbakır ve Gaziantep Özel Yetkili Savcılarının PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik düzenlediği eş zamanlı operasyonda yaklaşık 130 kişi gözaltına alındı. Bir çok dernek, ev ve işyerlerinde yapılan aramalarada örgütsel dökümanlar ele geçirilirken, bilgisayarlara da el konuldu.
İSTANBUL
İstanbul'da bir çok ilçede sabah erken saatlerde eş zamanlı operasyon başlatıldı. Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonda 80'e yakın kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan bazı BDP'li yönetici ve kurum başkanlarının isimleri şöyle:
BDP PM üyeleri Hülya Yer, Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Deniz Zarakolu, BDP İstanbul İl yöneticileri Dursun Yıldız, Aydemir Anlı, Mehmet Kaymaz, Nural Doğan, BDP Bahçelievler İlçe Başkanı Faruk Tur, Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Arif Yılmaz, Arnavutköy İlçe Başkanı Galip Ateş, Sancaktepe İlçe Başkanı Çiçek Arınç, Üsküdar İlçe Başkan Yardımcısı Mehmet Şerif Mergen, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyesi Hikmet Kaymaz ve YAKAY-DER Yöneticisi Kemal Aydın.
ZARAKOLU'NUN OĞLU DA GÖZALTINDA
İstanbul'da gözaltına alınanlardan birinin de Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu'nun Bilgi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi doktorası yapan oğlu Deniz Zarakolu olduğu öğrenildi. Tarlabaşı'ndaki evinin polislerce basılması sonucu gözaltına alınan Zarakolu'nun siyaset bilimi alanında araştırmaları ve çevirileri bulunuyor.
Baba Ragıp Zarakolu, oğlunun BDP Siyaset Akademisinde "Siyaset Bilimi" ve "Siyasi Düşünce Tarihi" dersi verdiğini ve bu nedenle gözaltına alındığını düşündüğünü söyledi. Tüm dünyada çeşitli yasal partilerin siyaset akademileri-okulları olduğunu hatırlatan Zarakolu, Belge Yayınları yazarlarından Aziz Tunç'un da BDP İstanbul İl Yöneticisi olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını söyledi.
GAZİANTEP
Gaziantep'te PKK'nın gizli şehir örgütlenmesi KCK/TM'ye yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve aralarında BDP İl ve ilçe başkanının da bulunduğu 20 kişi adliyeye sevk edildi.
ANKARA
BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Erkan Pişkin ve BDP Genel Sayman Yardımcısı Salih Yıldız ile BDP çalışanı Mahmut Polat gözaltına alındı.
DİYARBAKIR
Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bu sabah eş zamanlı KCK operasyonları düzenlendi. Aralarında BDP'li Derik Belediye Başkanı'nın da bulunduğu yaklaşık 30 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Diyarbakır Kent Meclisi Sözcüsü Zübeyde Zümrüt, BDP Kadın Meclisi Üyesi Fatma Kaşan, BDP Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Mehmet Aksünger, İl Yöneticisi Ahmet İnan, eski İl Yöneticisi Resul Erkaplan, Dr. İlhan Diken, Abdurrahim Sertbaş da bulunuyor.
Diyarbakır merkez ve çevre illerde gözaltına alınanların ise Emniyet Müdürlüğü'ne sorgulanmaya başladıkları ifade edildi. KCK/TM kapsamında yeni adreslere de baskınlar yapılabileceği belirtildi.
BATMAN, DERİK VE KURTALAN'DA 3 GÖZALTI
DTK Batman Sözcüsü Osman Akdağ, Siirt'in Kurtalan Belediye Meclisi bağımsız üyesi Mehmet Koyuncu da gözaltına alınanlar arasında. Mardin'in Derik Belediye Başkanı ve DTK Koordinasyon Kurulu Üyesi Çağlar Demirel gözaltına alındı.
"Başbakan listeyi verdi, polis Kürt avına çıktı"
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, "Siyasi soykırım" dediği KCK operasyonları için sert tepki: “Bir zamanlar Tansu Çiller’in elinde 100 kişilik infaz listesi vardı. Şimdi de Tayyip Erdoğan’ın cebinde de binlerce siyasi infaz listesi var. Listeyi Başbakan teslim etti. AKP’nin yargısı, polisi, Kürt avına çıktı, siyasi infazlar gerçekleştiriyor."
Barış ve Demokrasi Partisi(BDP) Eşbaşkanı Gültan Kışanak, KCK operasyonlarını “Siyasi bir soykırım” olarak nitelendirerek, “Listeyi Başbakan teslim etti. AKP’nin yargısı polisi, Kürt avına çıktı, siyasi infazlar gerçekleştiriyor” dedi.
1 Ekim’de yemin ederek Meclis’e dönen BDP ilk grup toplantısını yaptı. Toplantıda milletvekillerinin önündeki masaların üzerine YSK kararıyla milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle başta olmak üzere KCK tutuklusu milletvekillerinin isimleri yerleştirildi. Toplantıyı açan BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da, Hatip Dicle ve tutuklu milletvekillerinin isimlerini tek tek sayarak, “Milletin iradesi kelepçeli” dedi.
Sanatçı Ferhat Tunç’un da katıldığı toplantıda konuşmayı BDP Eşbaşkanı Kışanak yaptı. Yaklaşık bir saat süren uzun bir konuşma yapan Kışanak, önce Meclis’e dönüşlerinin amacını açıkladı. Kışanak, “Meclis’e dönüşte en önemli etken bu kurucu süreç içinde Meclis’i doğru bir şekilde çalıştırmak, bu konuda ısrar etmek, 85 yıldır bu ülke halklarını rehin alan tekçi zihniyetle mücadele edip bunu değiştirmektir. Meclis’e bunun için geldik. Eğer bunu yapmayacaksa bununla mücadele etmek de bizim boynumuzun borcudur” dedi.
"BİR ZAMANLAR ÇİLLER'İN LİSTESİ VARDI ŞİMDİ..."
Kışanak konuşmasının büyük kısmını son günlerde çok sayıda BDP’linin gözaltına alınmasına neden olan KCK operasyonlarına ayırdı. KCK operasyonlarını, “Siyasi soykırım operasyonu” olarak nitelendiren Kışanak şunları söyledi:
“6 ilde başlatılan operasyonlarda 100’ün üzerinde arkadaşımız gözaltına alındı. Partimizin eski yeni MYK, PM üyeleri, il, ilçe yöneticileri gözaltında. Bu operasyonlar bize şunu hatırlatıyor. Bir zamanlar Tansu Çiller’in elinde 100 kişilik infaz listesi vardı. Şimdi de Tayyip Erdoğan’ın cebinde de binlerce siyasi infaz listesi var demektir. Bu operasyonları kimse yargı hukukla izah edemez. Hepimizin bildiği gibi günlerce yazılarak çizilerek başlatılmış operasyondur. Listeyi Başbakan teslim etti. AKP’nin yargısı polisi, Kürt avına çıktı, siyasi infazlar gerçekleştiriyor. Buna karşı söyleyecek bir sözümüz var. Türkiye şunu bilsin. Seyit Rıza idam sehpasına giderken, şu sözleri haykırdı: ‘Ben sizin hilelerinizle baş edemedim, bu bana ders olsun. Ama ben de önünüzde diz çökmedim bu da size ders olsun.’”
“BU HALK DİZ ÇÖKMEYECEK”
On yıllardır Kürt çocuklarının bu sözleri dinleyerek büyüdüğünü söyleyen Kışanak, “Bu sözler hepimizin kulağına küpe oldu. Artık hilelerle başa çıkabilecek, bu yalanları oyunları boşa çıkartacak kadar dersimizi iyi aldık. Ama onların yüreğine bu direnç ders olacak. Tayyip Erdoğan’ın da yüreğine dert olacak. 3 bin değil 5 bin değil 10 bin kişi alsa da bu halk teslim olmayacak, diz çökmeyecek, direncinden vazgeçmeyecek” dedi.
"DEMİRTAŞ: KCK BUYSA, GENEL BAŞKANI BENİM" haberi için tıklayın
“BİZE OY VEREN HALKI TEHDİT ETME, BİZİ AL”
2009 yılında başlatılan KCK operasyonlarda 3 bin 500 yönetici ve çalışanın tutuklandığını, son 6 ayda 4 bine yakın gözaltı ve bin 500 tutuklama ile bunun 7 bine yükseldiğini söyleyen Kışanak, “Halkı tehdit etme önce bizi al” diyerek şunları söyledi:
“Başbakan çıksın listesini peşinen açıklasın. 10 bin mi var, 15 bin mi var. Biz bu listeyi tamamlamaya hazırız. En başta BDP blok milletvekilleri olarak şurada kapının önündeyiz. Bizi almakla başlasın. Bize oy veren halkı tehdit etmesin. Bu halk direnerek onuruyla bugünlere geldi bundan sonra da böyle olacak. Başbakan bizi tehdit etmekten bıkmadı, oy verenleri tehdit ediyor. BDP’ye oy verenler bunun hesabını verecek demeye getiren sözler söylüyor. Başbakanın demokrasinin d’sini bilmediğini biliyoruz. Ama birazcık olsa da rol yap, yalan söyle. Yoksa yüreğinde bu halkın mücadelesine karşı zerre kadar saygın olmadığını biliyoruz. Halkın iradesinin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Sen ancak sana biat eden teslim onlarla senin emrine girenlerle yürümeyi biliyorsun. Bunun dışındakilere gelince baskı gözaltı tutuklama nereye kadar, nereye kadar Başbakan. Bir halkı oy verenleri tehdit etmek neyle bağdaşır?”
“BDP OLARAK DEMOKRASİCİLİK OYNAMAYACAĞIZ”
Kışanak, partisinin Meclis’teki grup toplantısında yeni Anayasa çalışmalarını değerlendirdi. “Biz Türkiye’nin sorunlarının demokratik çoğulcu, özgürlükçü, yeni, sivil bir anayasa ile çözüleceğini söyledik. Bu mücadeleden geri durmayız, kaçmayız” diyen Kışanak yeni Anayasa’yla birlikte atılması gereken başka adımlar da olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Savaş politikalarına karşı güçlü bir barış iradesi ortaya çıkmadan, demokratikleşme, düşünce özgürlüğü yönünde engeller kaldırılmadan anayasa çalışmalarından sonuç almak mümkün değil. Eğer sonuç alınmak isteniyorsa bir taraftan barış için siyasi irade ortaya çıkartmak, bir taraftan demokratikleşme noktasında acil ihtiyaç değişiklikleri yapmak, diğer taraftan da anayasa çalışmaları yapmak gerek. Ama bunların ikisini bir kenara bırakarak, ‘gelin demokrasicilik oynayalım, yeni anayasa yapalım, o da dertlere deva olsun’ derseniz, biz BDP blok olarak demokrasicilik oynamayacağız.”
Kışanak, BDP blok milletvekillerinin demokrasi içinde, sağlıklı bir anayasanın güvencesi ve meşruiyet zemini olduğunu belirterek, “Dışlandığımız, katılmadığımız, uzlaşmanın aranmadığı süreçten gerçek demokratik bir anayasa çıkmaz. Biz bu konuda üzerimize düşenin farkındayız. Gereğini yerine getirmede de çaba harcayacağız” dedi.
“EVLADINIZI ÖLÜM OYUNUNA GÖNDERMEYİN”
BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, Meclis’e getirilen sınır ötesi harekata izin verecek tezkereye de tepki gösterdi. Sınır ötesi operasyonların sonuç getirmediğini savunan Kışanak, “Bunu çözüm gibi Meclis’in önüne getirmek ve Meclis’i ilk açıldığı günlerde savaş kararı alacak Meclis haline getirmek bütün süreci daha başından sabote etmek demektir” dedi. Kışanak şöyle devam etti:
“Bu tezkereden sonuç çıkmayacağını, çözüm çıkmayacağını herkes biliyor. Sınır ötesinden geriye onlarca, yüzlerce ölü kalıyor. Kürt ve Türk çocukları-gençleri, gerillası-askeri, Edirne’si Hakkari’si her taraf cenaze kaldırıyor. Böyle bir siyasetin kime faydası var. Bu konuda Meclis’te gerekli tutumu alacağız. Ama sokakta da net tutum alınmalı ve bu savaşı durdurma noktasında güçlü bir refleksi ortaya çıkartmalıyız. Aksi halde çözüm olmayacağı biline biline, bize ağır ölüm faturaları dışında bir sonuç çıkmayacağı biline biline kimse evladını bu ölüm oyununa göndermemeli.”
Kışanak, Başbakan Erdoğan’a, “Çözüme, barışa dair, kanı durdurmaya, ölümleri durdurmaya dair çözümün varsa konuş; yoksa ölümler üzerinden bari siyaset yapma, rantını devşirmeye çalışma, hiç değilse ölüye bu kadar saygın olsun” diye seslendi.
“ÖCALAN REHİNE OLARAK TUTULUYOR”
Kışanak’ın Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle 2.5 aydır görüştürülmemesine de tepki gösterdi. Bunun tecridi aşan bir ifadesi olduğunu söyleyen Kışanak, “Çok açıkça rehine muamelesi yapıyor. Ve savaş kışkırtıcılığı yapıyor. Bu katı tecrit ile savaşı çözüme gidecek yolların önünü tıkama yaklaşımı var. Öcalan barış konusunda en güçlü aktördür. En güçlü aktörün Öcalan olduğunu devlet de kabul etmiş ki yetkileri oraya göndermiş. Başbakan şimdi çıkıp diyor ki gerekirse görüşürüz. Başbakan ne zaman gerekecek. Arkamızda kaç bin ölü bırakmamız gerek senin gerçekten yeniden görüşürüz noktasına gelmen için. Başbakan, halk olarak barışı gerekli görüyoruz görüşmeyi diyalog ve müzakereyi gerekli görüyoruz. Bunu senin keyfine bırakmak istemiyoruz. Halkın isteklerine kulak ver diyalog ve müzakere yolunu aç” dedi.
“YURT DIŞINI GEZERKEN DİYARBAKIR’A DA UĞRA”
Kışanak’ın hedefinde Başbakan Erdoğan’ın yurt dışı gezileri de vardı. Başbakan Erdoğan’ın son iki ayının 1 ayını yurt dışında geçirdiğini kaydeden Kışanak Başbakan’ın Arap Baharı olarak adlandırılan gezisinde yaptığı “Halkına zulmeden meşruiyetini yitirir”, “Gerçek güvenlik gerçek barışla sağlanır” şeklindeki açıklamaları hatırlatarak şunları söyledi:
“Mısır, Tunus’ta barış reformdan bahsediyor, Türkiye’ye geliyor bu sözler yok. Bize, Kürtlere ve Türklere fazla. Bunları layık görmüyor bize. Sayın Başbakan orada buralarda dolanma. Arada Türkiye’ye de uğra. Sadece Ankara’ya değil Diyarbakır’a da uğra. Mısır için Tunus için söylediğin sözleri aynaya bakarak kendine söyle. Belki kendine gelirsin. Belki Türkiye’nin gerçekleri ile yüzleşirsin.”
ERDOĞAN’A GÜNEY AFRİKA DERSİ ÖNERİSİ
Güney Afrika gezisine çıkan Başbakan Erdoğan’a Kışanak bir de öneride bulundu. Kışanak, “Güney Afrika’dan boş gelmesin. İç savaştan nasıl kurtuldu, nasıl çözüm yolu buldu, Sayın Mandela bu çözümde nasıl rol oynadı, bari bu dersi çalışsın öyle gelsin. Türkiye’ye de bir faydası olsun” dedi.
“BAŞBAKAN BECERİKSİZ, DEDİKODUCU”
Kışanak Başbakan Erdoğan’ın Alman bankalarından kredi alan BDP’li belediyelerle ilgili sözlerine de tepki gösterdi. Kışanak, “Kulağına kim nasıl fısıldadı, eksik mi anlatıldı, yoksa Başbakan mı anlamadı, bilmiyoruz. Başbakanın Alman vakıflarıyla ilgili sözleri adeta beceriksiz dedikoducuların konuşmalarına benziyor” dedi. Kışanak şöyle devam etti:
“AB’nin üyelik sürecine hazırlık için verdiği fonları almak için proje hazırlanıyor, DPT, Hazine ve ilgili bakanlık onayı, denetimi ve katkısı ile yürüyen bir süreç. Bu fonlardan en az yararlanan da BDP’dir. Ortada bir usulsüzlük yanlış olması mümkün değil varsa da Hazine Müsteşarlığı, DPT ve ilgili bakanlık kimse onun bilgisi, kontrolü, onayı ve denetimi dahilinde olmuştur. O zaman yapmışsa Başbakanın kurumları yapmıştır. Hesabını da onlara sorun.”
Kışanak BDP’nin bütün belediyelerine ve belediye başkanlarına kefil olduklarını söyledi.
EMİNE ERDOĞAN’A 'GEL TÜLBENTLERİ BERABER SERELİM' ÇAĞRISI
Kışanak, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın, Kürt annelerine yaptığı çağrıya da bir çağrı ile yanıt verdi. Kışanak’ın çağrısı şöyle oldu:
“Açık ve net çağrı yapıyorum. Sayın Emine Erdoğan eğer samimiysen gel beraber gidelim. Öldürülen Kürt çocukları Ceylan Önkol ve Uğur Kaymaz’ın, gösterilerde öldürülen sivil yurttaşlar İbrahim Oruç ve Yıldırım Ayhan, sivil yurttaşlarımız Nergis Evin ve Mizgin Durum’un, polis memuru Adem İlkılıç’ın, asker Özgür Küçük’ün bugün toprağa verilen Yusuf’un öldürüldükleri yere gel beraber gidelim, beyaz tülbentlerimizi bırakalım.
Hep beraber savaşın durdurulmasın isteyelim, bu ölümler arasında ayrım yaparak birini, ‘hak etti ölsün, öldürelim’ diyerek değil. Bir ananın bir kadının asla böyle konuşmaması lazım. Sayın Emine Erdoğan böyle bir cesaret gösterirse, savaşı durdurmak, karşı çıkmak ve tüm ölümlere karşı biz kadınlar ‘ölüm istemiyoruz, artık barış olsun, çözüm olsun’ demek istiyorsa gelsin ben buradayım. Kadın arkadaşlarımızla gidelim. Ölümler arasında ayrım yapmadan tamamının öldürüldüğü yere beyaz tülbentleri bırakırız ve Başbakanı tüm tarafları çözüme davet ederiz. Eğer bunu yapamıyorsa, Başbakan akan kanın üzerinden yeterince siyaset yapıyor, bir kadın olarak bari kendisi yapmasın.”
“KÜRT ANALARI ÇOCUKLARINI TERÖRİST İLAN ETMEZ”
Bir kirpinin bile yavrusunu “Benim pamuk evladım” diye sevdiğini anlatan Kışanak, “Ama Emine Erdoğan bir ana, bir kadın olarak Kürt analarına, ‘kendi çocuklarınızı terörist ilan edin, onlarla mücadele edin’ demek nasıl bir ana yüreğidir? Bu nasıl kadın duygusudur? Kürt anaları ve kadınları bugüne kadar evlatlarını terörist ilan etmediler, bundan sonra da etmeyecekler” dedi.
(ANKA)