Bacılar astrolog olunca...
Çarşamba, Aralık 28, 2011
BU hafta sonu yeni yıl geliyor... Her sene başında olduğu gibi bugünlerde de astrologlarımız yine ortaya çıkacak ve 2012'de neler yaşayacağımız konusunda kehanet üstüne kehanet savuracaklar! Yok efendim, Ocak'ın ilk yarısında Jüpiter kalkıp oğlak burcuna girecekmiş de, bu mutlu bir beraberlik demekmiş ama Satürn'ün tepeden hışımla gelip Jüpiter'in bir tarafına bir tekme geçirip onun yerini alması ihtimali varmış da, böyle birşeyin olması hâlinde ilişkilerde bir ârıza çıkması ihtimali bulunurmuş, dolayısı ile önemli konularda karar verilirken çok dikkat edilmesi gerekirmiş, vesaire, vesaire... Ve bu safsatalara maalesef çok kişi inanacak! Daha önce de yazdım: Çocukluk senelerimde bu işi "bacılar" yaparlardı. "Arap Bacı", "Gürcü Bacı", "Hacıhüsrevli bilmemne bacı" gibisinden bakla atan hatunlar... Yeni sene mi geliyor? Zamanın gazeteleri bacıları paylaşırlar ve her biri kehanetlerini başka bir gazeteye yumurtlardı; hemen hepsinin ortak özelliği de hiçbirinin söylediğinin çıkmaması, hattâ tam tersinin olması idi!
BUYURUN BİR ÖRNEK Meselâ bir devlet adamının yıldızının o sene güneş gibi pırıl pırıl parlamaya başlayacağını mı müjdelemişlerdi? Devlet adamı şayet Türk ise seçimi kaybedip gümbür gümbür gider, hattâ yabancı olanları da Kennedy misâli suikastte can verirdi. Bu köşede gördüğünüz kupür işte böyle bir boş kehanetin belgesi... Bir gazete, 1963'ün ilk gününde zamanın meşhur falcısı Gürcü Bacı'ya yeni senenin neler getireceğini sormuş, Bacı "Bir büyük adam dünyayı sulha çıkaracak" demiş ve yabancı bir politikacının o sene nasıl parlayacağını anlatmış... Sözünü ettiği "büyük adam", Amerikan Başkanı John Kennedy! Bacı'nın dediği iş biraz değişik şekilde de olsa çıktı ve Kennedy'yi o senenin 22 Kasım'ında katlettiler! Şimdi devir değişti, daha "batılı" ve daha modern olduk, olunca da falcı bacıların yerini "çağdaş astrologlar" aldı. Artık bakla atılmıyor, suya bakılmıyor, hattâ kahvenin telvesinden bile medet umulmuyor ve bilgisayarın başına geçip gökyüzü haritası yorumlanıyor. İş böyle olunca eskinin terminolojisi de değişti, artık "Hanım hanım, üç zaman mı desem yoksa üç gün mü desem, kısmet çıkıyor kııız! Hem de ne kısmet! Tu tu tu maaşallah" yahut "Vallahi yol görünüyor! Haydi hayırlısı, vallahi iki deniz aşacaksın!" gibisinden sözler edilmiyor.
YENİ FAL JARGONU Ne mi deniyor? Demin de yazdığım gibi "Venüs'ün falanca ay geldiğinde teraziler üzerindeki etkisinden" ve "duygusal alandaki derin değişiminden" bahsediliyor. Bu, "Nihayet paralı pullu bir koca bulacaksın" demek! Astroloğuna danışan hanımefendinin büyük mahdumu Amerika'da mı okuyor? "Deniz aşmak" artık işte böyle New York'a kadar uzanıp biraz evlât ziyareti, bolca da alışveriş demek! Geçenlerde astroloji komedisinden bahsediyorduk; bir arkadaşım "Sen inanmıyorsun ama o astrologlardan falanca hanım Türkiye'de 2011 'de büyük bir deprem olacağını söylemişti ve söylediği doğru çıktı" dedi... Türkiye'nin geleceği konusunda kehanet savuran birinin ne söylemesini bekliyoruz ki? Sanki memleket yanardağlarla dolu da "Bilmem neredeki volkan birkaç ay sonra patlayacak" demesini yahut tepemize yağıp duran muson yağmurları ile haşır neşir olduğumuz için "Seller çok can alacak" diye uydurmasını mı? Zaten deprem ülkesiyiz, kehanetler arasında bir de felâketten sözedilmesi lâzım ya, buyurun, muhtemel bir facia senaryosu! Zamane bacılarının, yani astrologların önümüzdeki günlerde savurmaya başlayacakları kehanetleri aman iyi takip edin, birkaç ay sonra nasıl çuvalladıklarını farkedip çok eğlenirsiniz.
Murat Bardakçı
Habertürk
Tags