Zindanda çizilmiş ıslak imzasız karikatür



Zambak açmış bir pul var zarfın üstünde. Bir kalp ile çevrelenmiş zambak. Türkiye Cumhuriyeti Posta, yazıyor kalbin içinde. Pulun üstünde Şişli postanesinin damgası. F tipi bir hapishaneden geliyor. “Görülmüştür” damgası yok zarfta. Görülmeden ulaştırılmış postaneye.

İkiye katlanmış yarım dosya kağıdı, el büyüklük dört küçük sayfa oluşmuş. İlk sayfada çizimi başarılı bir karikatür; hapishane koğuşu ya da hücresinin kapısı hafif aralık, mahkumun sadece başını çıkarabileceği kadar.

O aralıktan başını çıkamış mahkumla, kapıyı aralayan gardiyan karşı karşıya.

-N’oluyor, açsana kapıyı! diyor mahkum.

-Başını çıkarabileceğin kadar açtım ya! Bir saat hava al, yeter!

diye yanıtlıyor, kapıyı daha fazla aralamamakta direnen gardiyan.

Ondan gelen, derdini karikatürlerle anlatan ilk mektup değil bu, el yazısını, çizgisini tanıyorum. Daha açmadan elimi yakıyor zarf. Her mektubuyla yüreğim sızlıyor.

Merhaba, diye başlayan kısa mektubunda; “hapishanelerde en ağır tecrit muhattabı olan ağırlaştırılmış müebbetlik tutsakların koşullar başka uygulamalarla iyice ağırlaştırılmaktadır.” diyor.

Açık görüş hakkının ellerinden alındığını, havalandırma süresinin 3 saatten 1 saate indirildiğini, iç ceza ile cezalandırıldıklarını dile getiriyor, ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum insan.

Ölene dek hapiste geçecek ömrü, ağırlaştırılmış koşullarda. Bari 3 saat havalandırmaya çıkabilsin, n’olur? Suçu ne olursa olsun, karşımızdaki bir insan. Belki yaptığına pişman, belki değil.

F tipi hapishanelerdeki ağırlaştırılmış koşulları, daha da ağırlaştırmak Adalet Bakanlığı’nın buyruğu mudur? Yoksa hapishane yönetiminin keyfi uygulaması mıdır? Nasıl daha fazla eziyet edebiliriz bunlara, mantığı mıdır?

-İdam cezasının kalkması çok kötü oldu. Kolay kolay ölmez bunlar! diye hayıflanan bir başgardiyanın sebebiyet verdiği münferit olaylar mıdır?

Belki de. Çünkü hapishanelerde tek kişilik hücrelere “münferit” denir.

-Mahkumun adı Ferit, kendini evinde hissetsin diye münferite koyduk müdürüm!

diyebilir, bir an önce bir kalp, göğüs ve vicdan hastalıkları hekimine gösterilmesi gereken, münferit olayların müsebbibi başgardiyan.

Hayatı zindan olmuş, orada son bulacak ağırlaştırılmış müebbetlik çini mürekkeple karikatür çiziyor, kara mizah yoluyla anlatıyor derdini.

Mizah duygusunu yetirmemiş insan olarak.

Kimileri bize zindan ederken hayatı, bari biraz daha insancıllaştırın zindandakinin hayatını.

Zambak açmış zarfın üstünde. Zindandaki değil pulu yapıştıran, kendisi atmış olamaz ki mektubu Şişli postanesinden, saat 17.37’de. O zaten artık hiç zambak görmeyecek.

Ferhan Şensoy
Aydınlık

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)