Suriye’nin düşürdüğü uçağımızla ilgili akıl almaz kaos devam ediyor. Hükümet, bu konuda bu güne kadar ne dediyse, neredeyse hepsi “balon” çıktı. Dışişleri bakanı uçağın sınırımızın 13 mil içinde düşürüldüğünü iddia etti, şimdi bu iddiadan vazgeçiyoruz! Füze ile vuruldu dediler, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Baki Kavun “uçağın enkazında füze görüntüsü” yok diye açıklama yaptı.
Uçağın gerçek rotası hala gizli! Radar sistemimizi test ettiği iddiaları da bu veriler ışığında gerçek olmamalı ki Ankara “düşürülen uçakla ilgili iddialarını revize ediyormuş!”
Genelkurmayın son raporunda ise şu bilgiler var : “Uçağın malzemeleri üzerinde petrol türevi yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bulguya rastlanmadı.”
Yeni uçak her hangi bir “ateşli sistemle vurulmadı!”
E ne oldu bu uçağa kardeşim!
Ve çok önemli bir bilgi daha:
Genelkurmaydan alınıp MİT’ devredilen GES’in (Genelkurmay Elektronik Sistemleri Komutanlığı), uçağı vurmak üzere bir füze atılmışsa bunun neden haber vermediği sorusu.
Bu soruyu CHP milletvekili Kamer Genç meclise taşıyor.
Genç soru önergesinde şöyle diyor:
“Genelkurmay’dan MİT’e devredilmiş elektronik sistem (GES) olayı nasıl tespit edemedi? Bu sistem Genelkurmay’da iken Ege’de eğitim uçuşu sırasında hangi adadaki Yunan uçağının motorunu çalıştırmaya başladığını tespit ederdi. MİT’e devredilen GES uçak düşürülmeden niye uyarmadı?” GES, MİT’e devredilmeseydi uçağımızın düşürülemeyeceği, pilotlarımızın şehit edilemeyeceği açıkca görülmektedir. Türk ordusunu zayıflatmak için GES MİT’e devredildi...”
Bütün bu olup bitenler Türkiye gibi bir devlete yakışmıyor.
Başbakanın “yukarıda saydığımız” hükümet kaynaklı resmi açıklamalara şüphe ile bakanlara “başka ülkelerin satılık kalemleri” dâhil neler neler söylediğini hatırlayın.
Sonuçta ise Suriye’nin atıp atmadığı bile meçhul bir füzesi ile Ankara tam bir diplomasi krizi yaşadı.
Bu olay, bir füze krizini yönetemeyenlerin devlet yönetme kabiliyeti olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
Ve bu başarısız dış politikanın mimarı olan Ahmet Davutoğlu Suriye’den sonra Rusya’ya da kafa tutuyor. Diyor ki; “Rusya, Suriye politikasını değiştirmezse Rusya’yı da izole etmek lazım!”
Tam bir diplomatik deha mübarek!
Rusya’yı izole edecekmiş!
Rusya, geçen yıl Türkiye’ye verdiği doğal gazı birazcık azalttı da soğuktan tir tir titredi millet.
Elektrik santrallerimizin çalışması için bile Rusya’dan gelecek doğal gaza bağlı bir enerji politikası geliştirenler, Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralini Rusya’ya armağan edenler, Rusya bırakın diğer mamulleri domates alımını durdurduğu zaman bile bar bar bağıranlar Rusya’yı izole etmekten bahsediyorlar.
Rusya kendi çıkarları doğrultusunda, kendi jeopolitiği gereği Suriye’ye destek veriyor, bizim dışişleri bakanımız ise “ABD ne derse onu yapıyor!”
V e “Rusya’yı izole etmekten bahsediyor.”
Eminim Putin bu garip açıklamalar karşısında kıs kıs gülüyordur.
Suriye’deki çetelere her türlü desteği veren Türkiye’nin bu insanlık dışı politikaları karşısında sessiz kalmayan dünya kamuoyu hareket geçerse, yarın “kimin kimin izole edeceği hiç belli olmaz!”
Muharrem Bayraktar
Yeni Mesaj