Siyasetçinin ‘HAS’ı...
Cumartesi, Temmuz 14, 2012
“Başbakan bu gerginlikle yeni anayasa yapamaz. ‘Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar’ diyerek alkol kullananları aşağılıyor. Aksırma tıksırma politikasıyla Türkiye’nin temel sorunları çözülemez...”
***
“Başbakan’ın gittikçe sertleşen üslubu Türkiye’yi kutuplaştırıyor...”
***
“Siyasetin; alkol, heykel, televizyon dizisi gibi konulara takılıp kalmasının sebebi ne sizce? Türkiye her hafta birkaç tane lüzumsuz polemik konusuyla vakit kaybediyor.”
***
“Anayasal reform süreçleri, özgürlük ve eşitliğe dayalı yeni bir Türkiye’nin inşası, ekonomik reform gibi temel konular rafa kaldırılıyor, top taca atılıyor.”
***
“Siyasilerin aleyhinde yazı yazılır. Siyasetçilerin medyayla kurduğu ilişki yandaşlar ve karşıtlar şeklinde olmamalıdır. Eleştirilerden siyasetçilerin yararlanmaması gerekir.”
***
“Başbakan, referandumda özgürlükçü bir söylemle yüzde 58 oy topladı. Genel seçime giderken bunun tam tersi bir söylem kullanması çelişki değil mi?”
***
“Türkiye ekonomisi büyüyor, rakamsal olarak büyüyor, Türkiye kalkınıyor... Ama Türkiye’deki kalkınma adaletsiz bir kalkınmadır.”
***
“Türkiye kaynakların heba ediliyor. Son 8 yılda 360 milyar dolar dış kaynak, 278 milyar dolar iç kaynak olmak üzere toplamda 638 milyar dolarlık kaynak israf edildi.”
***
“Son 10 yıllık süre içerisinde düşük kur, yüksek faiz politikası ile reel sektörle uğraşan kesimler çökertildi...”
***
“1950-2002 yıllara arasında toplam 46 milyar dolar cari açığı olan Türkiye, AKP iktidarında toplam 187 milyar dolar cari açığa ulaşmıştır. Bunun Türkçesi şudur; ortalamaya vurduğumuz zaman her sene iki tane Atatürk Barajı kadar kaynak dışarıya aktarılmaktadır, düşük kur yüksek faiz politikası dolayısıyla...”
***
“Bu ekonomik modelin, sistemin değiştirilmeden sürmesi halinde, 2023 yılına gelindiğinde Türkiye’nin bütçe gelirinin tamamı iç borç faizine gidecektir...”
***
“Türk Hükümeti Libya konusunda tutarsız davranmıştır. Bu ne saçmalık yahu Sayın Başbakan; Türkiye’nin NATO ittifakının içinde ne işi var?”
***
Yukarıdaki sözlerin hepsi bir kişiye ait...
Tamamı son bir yılda, çeşitli toplantılarda ve röportajlarda söylenmiş...
Hatta aralarında daha bir ay önce söylenmiş olanlar bile var!
Nasıl; sıkı muhalefet etmiş bu sözleri söyleyen kişi değil mi?
Hem teoriye, hem pratiğe dayalı harika saptamalar ve AKP’ye ciddi eleştiriler içeriyor...
En sertini de sona aldım:
“Bu ne saçmalık yahu Sayın Başbakan?”
***
Peki; kim bu sözlerin sahibi?
Sıkı durun:
Önce AKP’ye katılacağı söylenen ama bugünlerde partisini de AKP’yle birleştirmek için harıl harıl çalışan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş...
***
Ne diyeyim; “has” siyasetçiymişsin yahu Sayın Kurtulmuş!
Siyasetçi dediğin “kurtulmak” için böyle fıldır fıldır dönmeli...
Hadi; hayırlısıyla şu birleşme işini halledip bir “kurtul” da; sonra bu sözlerin tam tersi sözler bekliyoruz senden!
Bu birleşmeyle hangi beladan kurtuluyorsun bilmiyorum yahu Sayın Kurtulmuş...
Ama “erdem”di, “onur”du, “etik”ti; onların artık Türk siyasetinden kurtulduğu kesin!
Sana ve dava arkadaşlarına yeni partinizde başarısızlıklar diliyorum!
*****
KEFALET!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, KCK’dan tutuklu Prof. Dr. Büşra Ersanlı için, “Büşra Ersanlı terörist olamaz. Kendisini tanırım. Böyle yaramazlıklar yapmaz” demişti.
Bu kefalet kabul edilmiş olmalı ki; dokuz aydır cezaevinde bulunan Büşra Hoca, bu sözlerin söylenmesinden sadece üç gün sonra mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Onun adına elbette sevindim...
Ya Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Odatv yöneticisi Barışlar, İlker Başbuğ ve onlarca muvazzaf-emekli subay, rektör, hukukçu, siyasetçi...
Onların tahliyesi için de acaba Dışişleri Bakanı’nın kefil olması mı gerekiyor?
*****
GÜNÜN SORUSU
Dünkü yazımda CHP’nin olası yeni yönetim kadrosunu yazmıştım. Telefonum gün boyunca susmak bilmedi. Bazı meslektaşlar ve CHP’liler haber kaynaklarımı öğrenmek için çırpındı durdu... Sorum onlara:
Başka işiniz mi kalmadı be ağabeyler? Bir gazeteci, kendisi istemediği sürece haber kaynağını açıklar mı?
*****
Ne Derviş’miş ama!
CHP ne zaman bir kurultaya gidecek olsa, bir gazetemiz ne yapıyor ediyor; araya bir Kemal Derviş haberi sıkıştırıveriyor...
Bu haberlere göre de Kemal Derviş’e hep görev davetinde bulunuluyor ama o hep reddediyor...
Dün de yine aynen böyle oldu:
Önümüzde yine bir CHP kurultayı var ya; aynı gazetemiz yine devreye girdi ve“Kemal Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş’i göreve davet etti. O ‘Çok arzu ederdim ama eşim hasta, politika yapacak durumda değilim’ yanıtını verdi” haberi yaptı.
Dün CHP’nin en üst kademesinden üç ayrı isimle konuştum...
Günde en az on saat Kılıçdaroğlu’nun yanında olan bu isimlerin hiçbirinin böyle bir telefondan ve davetten haberi yok...
Hani kötü niyetli olsam, bu haberleri Kemal Derviş’in yaptırdığını bile düşüneceğim!
***
Biraz kendinizi aşın be kardeşlerim...
Madem masa başı haber yapacaksınız; hiç olmazsa değişik isimler bulun...
Kabak tadı verdiniz artık!
Tags