Deve-ayı-boğa


Hoppala, bunu da yeni öğrendik.
Türkiye’yi yönetmek için bilgiye, beceriye, birikime, dürüstlüğe, terbiyeli olmaya hiç gerek yokmuş! Hele bu nitelikleri kazanmak için, yıllarca eğitim almak-dirsek çürütmek, boşuna çaba imiş!

Git bir “bitirimhane’ye” , gününü hırsızların- tırnakçıların-psikopatların gittiği bir kahvede geçir, en keskin, en yaralayıcı küfürleri öğren, tamam. Bunları öğrendin mi, burada Başbakan bile olabilirsin, o kadar kolay yani!..

Başbakan Erdoğan; “Bahtsız Bedevi’yi, çölde Kutup Ayısı öpermiş(!)” argo deyişinin sadece “Bahtsız Bedevi” kısmını kullanarak, aklı sıra Kılıçdaroğlu’nu aşağıladığını zannetti. Başbakan’ın “baht” anlayışına bakar mısınız?
Ayı, Bedevi’yi çölde değil de, kutuplarda öpse, Erdoğan’ın bedevisi
“Bahtlı Bedevi” olacak!

Kılıçdaroğlu ise, “Ben siyasette seviyenin bu kadar düşmesinden utanıyorum, Sayın Başbakan’ı terbiyeye davet ediyorum” diyeceğine;
“Çöllerde sen dolaşıyorsun, dikkat et Kutup Ayısı seni öpmesin” dedi.
Bununla da yetinmeyerek, “Tavuk mu yumurtadan- yumurta mı tavuktan çıkar” sorusunu sordu ve “Ben bilmem arkadaş, ben öper(!) geçerim diyerek, kendini “Horoz” yerine koydu.

Biz bu tabloyu üzüntüyle seyrederken, Türkiye’de, tesadüfen Başbakan olan Tansu Uçuran Çiller; “28 Şubat döneminde meclise “boğa” girdi diyerek, hayvanseverler kervanına katıldı!

Her biri toplum önderliği yapmış bu kişilerin söylediklerinin ne anlama geldiğini anlamak üzere, Kasımpaşa’da “Yengeç İbrahim’in” kahvesine gittim.
Sıra, Çiller’in “Meclise boğa girdi” deyişine gelince, “Duman Mehmet” denen kişi(50 kilo esrarla yakalanıp, hemen tahliye olmuş) bağırarak;
“O kadar ineğin girdiği yere, boğalar elbette ki girecek” dedi ve kahve kahkahalarla inledi. Ben kıpkırmızı olmuş suratımla o kahveden nasıl çıktığımı bilemedim!

Erdoğan çalıştı-çabaladı ve sonunda Kılıçdaroğlu’nun üslubunu da kendininkine benzetti. Türk siyasi hayatında tartışmanın seviyesi yerlerde sürünüyor, bundan ülkeye hayır gelmeyeceği de besbelli.

Çiller’e sorular;
*Yurtiçi ve yurtdışı malvarlığınızı aklamak için Refah Partisi ile yaptığınız pazarlığı açıklar mısınız? Hatırlayamıyor iseniz, o zaman ki Komisyon Başkanı
İzmir Milletvekili Sayın Süha Tanık’a sorabilirsiniz.
*Israrla ve defalarca DYP’den ayrılan milletvekilleri için “imalı” sözler söylüyorsunuz. Namuslu olmanın gereği “ne biliyorsanız, isim-isim” açıklamaktır. Namuslu olduğunuzu iddia ediyorsanız, lütfen açıklayın.
*Milletvekillerinin, DYP’den ayrılırken gerek DYP Genel idare Kurulunda, gerekse DYP Meclis Grubunda yaptığı konuşmaları açıklar mısınız?
Unuttu iseniz, o konuşmaları yapan biri olarak ben size teker-teker hatırlatırım.
*Başbakan Erdoğan’a hangi konularda danışmanlık yapıyorsunuz?
*İstanbul-Beykoz’daki arazileriniz için yapılan imar değişikliğinin tarihini ve bu sayede kaç milyon dolar artıya geçtiğinizi açıklar mısınız?

Sayın Çiller, Türkiye’nin geleceğinde siz ve sizin gibiler olmayacaksınız.
“Ayrışmak için değil, evrensel değerlerde buluşmak için” şeklinde özetlediğiniz
Mandela kriterleri ile sizin yaşantınız asla uyuşmuyor, taban tabana zıt!.
Ya açık-açık konuşun, ya da tekrar saklanın ve kendinizi unutturmaya çalışın.
Dikkat edin “Boğa” yurt dışından dönmek üzere!...

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)