İki seneye yakındır Başbakan Erdoğan Suriye yönetimine çakıp durdu:
-Artık sabrımızın sonuna geldik. Türkiye; Suriye'deki zulme seyirci kalamaz.
Söz ağızdan çıkar, derler. Buna güvenerek ben de 25 Temmuz'da şöyle yazmıştım: 'Türkiye Kuzey Suriye'ye girmelidir.'
Hükümet, Ankara'da bayram kutlayanlarla uğraşırken Irak Kürdistan'ı yanına Suriye Kürdistanı ekleniyor.
Ben yeniden soruyorum: Nutuk atmayı bırakıp da ne zaman Kuzey Suriye'ye gireceğiz?
Ama artık umudum kalmadı. Gördünüz; Almanya'da bizim Başbakan'a sordular:
-Kuzey Suriye'de tampon bölge oluşturmayı veya oraya müdahaleyi düşünüyor musunuz?
Cevap çok üzüntü vericiydi:
-Buna Türkiye değil Birleşmiş Milletler karar verebilir.
Vah vaaaah!
Neydi o afra tafra peki, neydi o nutuklar?
OBAMA NE DEDİ
Peşinden; ABD Dışişleri Bakanı Bayan Clinton'ın o moral bozan açıklaması geldi: 'Suriye Ulusal Konseyi'nin uzun zamandan beri muhaliflerin lider kadrosunu temsil etmediğini açıklıkla ortaya koymalıyız'
Oldu mu şimdi? Bizim hükümet bunları besleyip büyüterek; ellerine silah verip destekleyerek yürürken nerede idin be kadın? Yoksa sen AKP iktidarını güç duruma düşürmekle mi görevlisin?
Bir de büyük başkan Obama'nın attığı kazık var. Hatırlayın, rakibi Mitt Romney ile tartışırken şöyle buyurdu: 'Biz; Suriye'de yaptığımız her şeyi Türkiye ve İsrail ile işbirliği halinde yapıyoruz.'
Yani; ABD-İsrail-Türkiye kol kola... Hedef Suriye.
Merak ediyorum; bu AKP-İsrail-ABD işbirliğine; şu İsrail karşıtı yeminli Yahudi muhalifleri ne diyorlar?
Neredesiniz müminler, mümineler?
Atatürk'ten nefret etmekten bu işi düşünmeye zaman bulamıyor musunuz?
İsrail ve ABD'nin yanında Esad'a karşı savaşan Türkiye'nin doğru yapıp yapmadığını hiç sorgulamak gelmedi mi aklınıza?
Gelmez; çünkü Sünni Müslümanlar için Amerika vazgeçilmez dosttur.
Din kardeşleri Alevilere duydukları nefretin onda birisini acaba ABD'ye duyuyorlar mı?
Amerika'nın Irak'ta yaptığı zulme karşı bu dini bütün Sünniler niye bir tepki göstermediler hiç düşündünüz mü?
NE OLDU O MERMİ?
İkide bir Suriye tarafından bizim tarafa mermiler düşüyordu ya... Bu konu ile ilgili olarak ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Mark Hertling'in şu sözlerini hatırlayın: ''Bu mermilerin Suriye güçlerinden mi Türkiye'yi işin içine daha fazla dahil etmek için muhalif gruplardan mı yoksa Suriye'deki PKK'dan mı geldiği noktasında kafa karışıklığı bulunuyor.'
Yani; dost ve müttefik Amerika, Türkiye tarafına düşen mermilerin Esat askerleri tarafından değil muhalif taraftan geldiğini, dolaylı yoldan söylemiş oldu.
Buna bir de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un şu açıklamasını ekleyin: 'Esad'ın geleceğini Suriye halkı tayin etmeli. Esad'ı iktidardan uzaklaştırmak birilerinin önceliği olursa, bu, Suriye'de kanın bir süre daha akması anlamına gelir. Esad'ın iktidarı bırakması halinde şiddet daha da artar'
Sahi Suriye'ye ne zaman giriyoruz?
TEBRİKLER MHP
Dünkü MHP kurultayı Milliyetçilikle Demokrasi'nin iç içe geçmişliğinin güzel bir örneği oldu. Genel başkanlık için birden çok aday ortaya çıktı, rahatça yarıştı. Bunu, kendisini demokrasinin beşiği gibi gösteren AKP'de görmek mümkün değildir. Bu yüzden MHP'nin demokratik derinliği iktidar partisinden çok daha fazladır. Umarım kamuoyu bu önemli gerçeği görür.
