Şemdin Sakık’ın gizli tanıklığı sadece Ergenekon’un tertip ve tezgah olduğunu ispatlamıyor aynı zaman yürürlükteki yeni terörist kavramını da afişe ediyor.
Tablo ortada! Ankara Ulus’da, elinde Türk bayrağı, dilinde “Yaşasın Cumhuriyet” diyerek toplananlara açıktan “terörist” denilip o muamele yapılırken, onlarca Mehmetçiği şehit ettirdiği yargı kararı ile sabit olan bir kanlı katil, “muteber tanık” sıfatıyla, üstelik Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargılandığı bir davada tanık yapılıyor.
Evet, bu ülkeyi yönetenlere sadece Ulus’da yürüyenler değil, İstanbul’daki tenis müsabakasında bakanları ıslıklayanlar teröristtir, “parasız eğitim istiyoruz” diye pankart açan gençler teröristtir, demokratik metotlarla hak arayan işçi-memur-öğrenci teröristtir. Kısacası AKP’ye muhalefet eden herkes teröristtir.
Bu yeni “terör” ve “terörist” tanımı sadece bir dönemle hesaplaşma ve ülkeyi dönüştürme değil aynı zamanda totaliterliğin resmileşmesidir.
Faşist yapıların dışında hiçbir sistem, tribünde bakan ıslıklayıcılarını “terörist” diye tanımlamamıştır.
Şemdin Sakık’ın tanıklık olayı bize göre malumun ilanı yani Ergenekon davası ile TSK ve millicilere kurulan tezgahın bir kere daha tescil görmesidir.
Pezevenkler ve tecavüzcüler yetmemiş, muhtemeldir ki Oslo’da PKK’ya verilen söz gereği, katil Şemdin Sakık da bu tertibe figüran yapılmıştır.
Dünkü Zaman Gazetesi’nde, manşetten kahraman gibi lanse ettiği Şemdin Sakık’ın açıklamaları vardı.
General Bahtiyar Aydın’ın şehadetinden, Yeşil’in düşen uçakta ölmesine kadar pek çok esrarengiz hadiseyi güya deşifre ediyordu.
Adam sanki mağaradaki ininde gizlenen PKK eşkıyası değil de eski MİT Müsteşarı ve her şeyi biliyor. İlginç ayrıntı, “gözlerimle tanıklık ettim” dediği, bazı gazetecilerin Öcalan’la görüşmesi olayında dillendirdiği isimlerden üçünün bir kere olsun Öcalan’la hiç görüşmemesi ve PKK inlerine gitmemesiydi ki bu durum o gazeteciler tarafından dün açıklandı.
Şemdin Sakık’ın tanık olarak baş tacı edilmesi olayının gösterdiği bir başka şey, önümüzdeki günlerde yani seçime doğru yeni hikayelerin tedavüle sokulacağını ortaya koyuyor... “Özal zehirlendi” iddiası boşuna çıkartılmadı, devamı gelecek!
Tablo ortada! Ankara Ulus’da, elinde Türk bayrağı, dilinde “Yaşasın Cumhuriyet” diyerek toplananlara açıktan “terörist” denilip o muamele yapılırken, onlarca Mehmetçiği şehit ettirdiği yargı kararı ile sabit olan bir kanlı katil, “muteber tanık” sıfatıyla, üstelik Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargılandığı bir davada tanık yapılıyor.
Evet, bu ülkeyi yönetenlere sadece Ulus’da yürüyenler değil, İstanbul’daki tenis müsabakasında bakanları ıslıklayanlar teröristtir, “parasız eğitim istiyoruz” diye pankart açan gençler teröristtir, demokratik metotlarla hak arayan işçi-memur-öğrenci teröristtir. Kısacası AKP’ye muhalefet eden herkes teröristtir.
Bu yeni “terör” ve “terörist” tanımı sadece bir dönemle hesaplaşma ve ülkeyi dönüştürme değil aynı zamanda totaliterliğin resmileşmesidir.
Faşist yapıların dışında hiçbir sistem, tribünde bakan ıslıklayıcılarını “terörist” diye tanımlamamıştır.
Şemdin Sakık’ın tanıklık olayı bize göre malumun ilanı yani Ergenekon davası ile TSK ve millicilere kurulan tezgahın bir kere daha tescil görmesidir.
Pezevenkler ve tecavüzcüler yetmemiş, muhtemeldir ki Oslo’da PKK’ya verilen söz gereği, katil Şemdin Sakık da bu tertibe figüran yapılmıştır.
Dünkü Zaman Gazetesi’nde, manşetten kahraman gibi lanse ettiği Şemdin Sakık’ın açıklamaları vardı.
General Bahtiyar Aydın’ın şehadetinden, Yeşil’in düşen uçakta ölmesine kadar pek çok esrarengiz hadiseyi güya deşifre ediyordu.
Adam sanki mağaradaki ininde gizlenen PKK eşkıyası değil de eski MİT Müsteşarı ve her şeyi biliyor. İlginç ayrıntı, “gözlerimle tanıklık ettim” dediği, bazı gazetecilerin Öcalan’la görüşmesi olayında dillendirdiği isimlerden üçünün bir kere olsun Öcalan’la hiç görüşmemesi ve PKK inlerine gitmemesiydi ki bu durum o gazeteciler tarafından dün açıklandı.
Şemdin Sakık’ın tanık olarak baş tacı edilmesi olayının gösterdiği bir başka şey, önümüzdeki günlerde yani seçime doğru yeni hikayelerin tedavüle sokulacağını ortaya koyuyor... “Özal zehirlendi” iddiası boşuna çıkartılmadı, devamı gelecek!
‘İdam getireceğim’ dedi, Kürtçeyi mahkemeye soktu
Bu Tayyip Erdoğan’ı anlayana aşk olsun!
Bir gün garptan esiyor, ertesi gün şark’tan!
Bir gün, Öcalan’ı kast ederek “idam” imalarında bulunuyor, ertesi gün Kürtçeyi mahkemelerimize sokarak dehşet bir adım atıyor.
Hatırlayın, geçen yıl seçime iki hafta kala “Biz olsak Öcalan’ı idam ederdik” diyen kendisiydi.
Keza çok değil 5 gün önce Kızılcahamam’daki parti toplantısında yine “Halk, idam cezasını istiyor” deyip yeşil ışık yakan da oydu.
Ama bunları söyleyen Erdoğan, bırakın idam cezasını geri getirmeyi ve Öcalan’ı asmayı, İmralı’da ona gizlice hem villa inşa ettiriyor hem de avukatlarla buluşmasının önünü açıyor.
Geçen gün AKP’yi kuran ilk beş isimden biri olan Ertuğrul Yalçınbayır açıkladı; idam cezasını kaldıran AKP ile Erdoğan’mış ve Tayyip Bey bu konu ile alakalı olarak dönemin Cumhurbaşkanı ile de görüşmüşmüş.
Görüyorsunuz, bu gerçeğe rağmen Erdoğan birkaç rey uğruna, yukarıda yazdık, “Seçim öncesi biz olsak Öcalan’ı asardık” diyebilmiştir.
Bir gün garptan esiyor, ertesi gün şark’tan!
Bir gün, Öcalan’ı kast ederek “idam” imalarında bulunuyor, ertesi gün Kürtçeyi mahkemelerimize sokarak dehşet bir adım atıyor.
Hatırlayın, geçen yıl seçime iki hafta kala “Biz olsak Öcalan’ı idam ederdik” diyen kendisiydi.
Keza çok değil 5 gün önce Kızılcahamam’daki parti toplantısında yine “Halk, idam cezasını istiyor” deyip yeşil ışık yakan da oydu.
Ama bunları söyleyen Erdoğan, bırakın idam cezasını geri getirmeyi ve Öcalan’ı asmayı, İmralı’da ona gizlice hem villa inşa ettiriyor hem de avukatlarla buluşmasının önünü açıyor.
Geçen gün AKP’yi kuran ilk beş isimden biri olan Ertuğrul Yalçınbayır açıkladı; idam cezasını kaldıran AKP ile Erdoğan’mış ve Tayyip Bey bu konu ile alakalı olarak dönemin Cumhurbaşkanı ile de görüşmüşmüş.
Görüyorsunuz, bu gerçeğe rağmen Erdoğan birkaç rey uğruna, yukarıda yazdık, “Seçim öncesi biz olsak Öcalan’ı asardık” diyebilmiştir.
Büyükşehir Yasası ile Başkanlık teklifi
Önce Büyükşehir Yasası ve hemen ardından Başkanlık teklifi.
Evet, AKP muhalefetle mutabakata gitmeksizin teklifini sundu.
İyi ama bunun için uzlaşma gerekiyor zira AKP’nin sayısı ortada.
Hal bu iken baskın misali bu teklifler niçin mi?
Belli ki Tayyip Erdoğan bir hesabın içinde!
Bir gözüyle MHP’ye öbür gözüyle BDP’ye göz kırpıyor.
Son süreçte kim işine gelirse onu kullanacak.
Malum BDP, eyalet modelinin önünü açacağı için hem Büyükşehir Yasası hem de Başkanlık sistemine soğuk değil.
Fısıltılara göre AKP ile BDP arasında çok gizli yürütülen görüşmelerde mutabakat hasıl olmuş ve iktidarın, PKK’lıların yaptığı açlık grevine takındığı son tutum da bunun sonucu imiş. Dolayısıyla BDP’nin Anayasa değişikliğinde AKP ile ortak hareket etmesi ihtimal dahilinde imiş.
Diyeceksiniz ki ikisinin ortak hareketi halinde sayı yine yetmiyor, dahası AKP bile böyle bir durumda fire verebilir.
Kuşkusuz öyle ama hedeflenen 330 rakamı yani referanduma erişmektir ki Erdoğan’a göre böyle bir durumda hem bütün Kürtler hem de AKP birlik olursa yüzde 50 aşılır.
Evet, AKP muhalefetle mutabakata gitmeksizin teklifini sundu.
İyi ama bunun için uzlaşma gerekiyor zira AKP’nin sayısı ortada.
Hal bu iken baskın misali bu teklifler niçin mi?
Belli ki Tayyip Erdoğan bir hesabın içinde!
Bir gözüyle MHP’ye öbür gözüyle BDP’ye göz kırpıyor.
Son süreçte kim işine gelirse onu kullanacak.
Malum BDP, eyalet modelinin önünü açacağı için hem Büyükşehir Yasası hem de Başkanlık sistemine soğuk değil.
Fısıltılara göre AKP ile BDP arasında çok gizli yürütülen görüşmelerde mutabakat hasıl olmuş ve iktidarın, PKK’lıların yaptığı açlık grevine takındığı son tutum da bunun sonucu imiş. Dolayısıyla BDP’nin Anayasa değişikliğinde AKP ile ortak hareket etmesi ihtimal dahilinde imiş.
Diyeceksiniz ki ikisinin ortak hareketi halinde sayı yine yetmiyor, dahası AKP bile böyle bir durumda fire verebilir.
Kuşkusuz öyle ama hedeflenen 330 rakamı yani referanduma erişmektir ki Erdoğan’a göre böyle bir durumda hem bütün Kürtler hem de AKP birlik olursa yüzde 50 aşılır.
Fethullah Gülen niye çağrılmıyor?
AKP’nin kurduğu yeni “Tahkikat” pardon “Darbeleri Araştırma Komisyonu” önüne geleni ifadeye çağırıyor.
Ama dikkat edin, AKP’ye zarar verme ihtimali olan tek bir isim davet edilmiyor.
Evet, Aczmendi lideri Müslüm veya Fadime Şahin ile Ali Kalkancı gibiler yok!
Diyorlar ki onları çağırırsak olay magazinleşir.
Öyle şey geçerli olamaz ya diyelim ki öyle, peki Fethullah Gülen niye yok!
Öyle ya 28 Şubat’ın en önemli aktörlerinden biri o!
Erbakan’a “istifa et” çağrıları yapıp akabinde ABD’ye sığınan o!
Ne o yoksa “Gülen de komisyonu magazinleştirecek” diye mi korkuluyor?
Görüyorsunuz, magazin yakıştırmaları hikaye, olayın aslı bu komisyonun, AKP adına psikolojik operasyon yapmasıdır.
Hal bu iken muhalefet mebusları buna nasıl alet olurlar, anlamak mümkün değil.
Ama dikkat edin, AKP’ye zarar verme ihtimali olan tek bir isim davet edilmiyor.
Evet, Aczmendi lideri Müslüm veya Fadime Şahin ile Ali Kalkancı gibiler yok!
Diyorlar ki onları çağırırsak olay magazinleşir.
Öyle şey geçerli olamaz ya diyelim ki öyle, peki Fethullah Gülen niye yok!
Öyle ya 28 Şubat’ın en önemli aktörlerinden biri o!
Erbakan’a “istifa et” çağrıları yapıp akabinde ABD’ye sığınan o!
Ne o yoksa “Gülen de komisyonu magazinleştirecek” diye mi korkuluyor?
Görüyorsunuz, magazin yakıştırmaları hikaye, olayın aslı bu komisyonun, AKP adına psikolojik operasyon yapmasıdır.
Hal bu iken muhalefet mebusları buna nasıl alet olurlar, anlamak mümkün değil.