Bu ajan kimin ajanı?

Hayrettin


Kısa süre önce basında ilginç ve önemli bir haber vardı. Haberde bir askeri casusluk olayı ele alınıyordu. Kadınları yem olarak kullanan bir çete, Türk ordusun ait çok gizli askeri belgeleri ele geçirmişti.
Olay, İzmir Emniyeti’ne 2009 yılında gelen bir ihbar üzerine yapılan 2 yıllık bir takibatla ortaya çıkarıldı. Başta Pamukkale Üniversitesi öğrencisi Narin. K olmak üzere pek çok eskort kızı kullanan çete, öncelikle Deniz Kuvvetlerine mensup subayların yatak odalarına kadar sızmıştı.
13’ü muvazzaf subay, 45 kişinin tutuklandığı operasyonda ‘fahişeler’ kullanılarak askeri radar noktalarının, uçakların konumlarının, mühimmat depolarının yerlerine ait krokiler ele geçirilmişti.
Bu olayı veren gazetelerin hiç biri ‘asıl verilmesi gereken bilgiyi’ vermemişti.
Bu kadar kadını kullanarak Türk ordusunun gizli belgelerine ulaşmak isteyen ülke hangisiydi?
Hangi ülkenin istihbarat servisi subaylarımızın yatak odasına kadar girerek müthiş bir ajanlık faaliyeti ortaya koymuştu?
Bu ülke hangisiydi?
Haberi veren basın yayın organlarının hiç biri bu ülkenin adını sormadı. Sanki eskort kızlar hobi olsun diye bu kadar gizli askeri belgeyi ele geçirmişti. Suriye’ye ait olayları bütün ayrıntısıyla hatta Beşar Esad’ın eşinin çıplak fotoğraflarına varıncaya kadar yayınlayan Türk medyası “askeri casusluk” olayının faili olan ülkeyi hiç merak etmedi. İlginç!
Ama ben çok merak ediyorum.
Çok ciddi uluslar arası skandala ve gerginliğe yol açacak bu casusluk olayının hangi ülke tarafından tezgâhlandığı üzerine biraz kafa yorduğumuzda ve olayın İzmir’de meydana geldiği düşünüldüğünde, akla ilk gelen ülke Yunanistan, ardından İsrail.
Ya da bu iki ülkenin ortak casusluk operasyonu.
Gerek Yunan ajanları gerek MOSSAD elemanları Türkiye’de cirit atıyor.
Yaptıkları faaliyetlerden dolayı hiçbir engelle karşılaşmayacaklarından çok eminler. Çünkü Yunanistan NATO’da müttefikimiz, AB yolunda partnerimiz, İsrail ise ‘van münit’ tiyatrosuna rağmen Amerika patentli gizli dostumuz.
Eee iki önemli dostun Türk ordusunun yatak odasına girmesine kızılır mı canım!
Bizimkiler kızmadı zaten. 45 kişi gözaltına alındı ama aralarında tek bir yabancı yok!
Bana sorarsanız bu olay en az “Suriye tarafından uçağımızın düşürülmesi kadar önemli” bir olaydır.
Kadın ajanları kullanarak istihbarat temini Osmanlı’nın sonunu hazırlayan olaylarda çok etkin rol oynamıştır.
Eski parlamenter Lütfi Akdoğan’ın yazdığı “Osmanlıyı yıkan kadın, SARA” adlı kitapta, bu gerçek bütün yönleriyle ortaya konuluyor.
Sara, İngilizler adına çalışan bir Yahudi ajandır. Lübnan’daki ordumuzun komutanı olan Cemal Paşa’nın ‘yatak arkadaşı’ olmayı başarmıştır. Kendine bağlı onlarca Yahudi kadın ajanı da diğer subaylarımıza musallat eder. Bu kadınlar, İngilizlerle yaptığımız bütün savaşların harekât planlarını bir gün önceden İngiliz donanmasına iletirler. İngilizler “Yahudi kadın ajanlardan” aldıkları bilgilerle Osmanlı ordunu perişan ederler.
Ve Ortadoğu “yatak odasına hâkim olamayan” Türk subayları yüzünden elden çıkar, neticede Osmanlı yıkılır.
Sara ve beraberindeki fahişeler ise ‘İsrail devleti’ ile onurlandırılır. Sara, MOSSAD’ın ilk elamanı olarak tarihe geçer. Bugün Sara’nın heykeli Tel Aviv’deki müzede sergileniyor. Hollywood tarafından film yapılması gündeme geldi. Hülasa İzmir’deki casusluk olayını sıradan bir olay gibi görenler Türkiye’yi de sıradan bir ülke haline getirdiler.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)