ES


Yeniden merhaba! Kısa bir es verdik, kaldığımız yerden devam ediyoruz.
* * *
Recep Tayyip Erdoğan 1999 Mart’ında Pınarhisar Cezaevi’ne girerken evinin önündekilere şunları söylemişti:
“Sizlere veda etmiyorum. Bu, bir veda değil, bitmeyen bir şarkının bestesi içindeki bir es’tir, duraktır.”
AK Parti kongresinde bu sözleri aynen tekrarladı. Bu kez de Köşk yoluna çıkarken “Size veda etmiyorum” dedi.
Erdoğan’ın iki veda konuşması arasında 13 yıl var.
İlk “es”teki mahpusluğu hepi topu 120 gün sürdü, ama bu kısa mahkumiyet, ona “mazlum” sıfatı ve “fikir suçlusu” unvanı bahşederek iktidar kapısını açtı.
Onun iktidara gelince fikrin bir daha suç olmaması için uğraşacağını sananlar yanıldı. Çünkü Erdoğan iktidarında 100 gazeteci hapse girerken, fikir suçluları, onun gibi “3 ay” mahkûmiyetle kurtulmak şöyle dursun, en az 3 yıl tutukluluk “es”i vermeye başladı.
Önceki günkü Erdoğan, yola çıkarken dilinden düşürmediği özgürlük, demokrasi, açılım, reform, Avrupa perspektifi laflarını tamamen unutmuştu sanki. Yüzünü Batı’dan Doğu’ya dönmüş, Türk-İslam vurgusunu artırmış, kulağını sadece alkış sesine kabartmış bir “tek adam” vardı kürsüde...
Kendini “muhafazakâr demokrat” olarak tanıtsa da artık “çok muhafazakar, az demokrat”tı.
Ondan hâlâ bir balkon konuşması bekleyen iyi niyetli liberalleri balkondan attı.
“Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” dediği günlere dönmüş gibiydi.
Tramvaydan ineceği yer, Çankaya Köşkü’ydü.
* * *
Erbakan’ı “lider hegemonyası” kurmakla suçlayıp “Biat dönemi bitti” diyerek “yenilikçiler hareketi”ni başlatan Erdoğan’ı bugünkü versiyonuyla kıyaslayın.
Ve kusursuz düzeniyle tek parti kongrelerini andıran, hiç farklı görüş barındırmayan son kurultaya bakın...
O “hegemonyacı Erbakan”ın partisinden muhalif bir Erdoğan çıkabildi.
Bugünkü AK Parti’den çıkabilir mi?
“Demokrasi yolu”, kırmızı halıyla olmuyor; farklı ses, aday, fikirle oluyor.
* * *
“Nifak olmamalı”ymış.
Şu anket sonuçlarına bir bakın:
Mart 2012’de halka “Kim Köşk’e çıksın” dediler.
Yüzde 50 “Gül çıksın” dedi. Erdoğan yüzde 17’de kaldı.
3 ay sonra aynı soruyu yeniden sordular. Halk, “fikrini düzeltti”:
Yüzde 41,6, “Erdoğan” dedi, “Gül” diyenler yüzde 21’e geriledi.
Sonra Köşk sözcüsü Ahmet Sever, Gül’ün tepkisini dillendirdi. Adeta siyaset yeniden ters yüz oldu. Ve 3 ay sonra halk bir kez daha “fikrini düzeltti”:
Geçen haftaki ankette yüzde 51, “Cumhurbaşkanı yine Gül olsun” dedi; Erdoğan yüzde 23’te kaldı.
* * *
Ve işte o Gül, dünkü Meclis konuşmasında, kurulmuş saate takoz koydu, 2023 planı yapanlara “İstikbalinizden o kadar emin olmayın” dedi adeta...
Tutuklu vekiller konusunda Erdoğan’a meydan okudu.
Geçmişte basını andıçlarla fişleyen, akreditasyonlarla dışlayan askeri taklit ederek muhalif gazetecileri kurultaydan kovmakta beis görmeyen Başbakan’a mesaj verir gibi, “Kimse fikirlerini açıklaması yüzünden hapse düşmemeli, medya görevini yerine getirirken hiçbir engelle karşılaşmamalı” dedi.
İkili arasındaki makasın fazlaca açıldığı bir kez daha ortaya çıktı.
Kimse elimizi ovuşturduğumuzu sanmasın; görünen köy kılavuz istemez. Türk siyasetinin ünlü tabiriyle söylersek:
“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)