Yeni ‘Kıyametlere’ Doğru...
Salı, Ekim 02, 2012
Bir şiir iki türkü… bol gözyaşı… kıyamet alkış… sonuç:
Günlerdir davulu çalınan, önümüzdeki yıllara ışık tutacak, yol gösterecek manifesto fos çıktı.
Medyamız da iki buçuk saat süren konuşmasında manifestonun izi bile yoktu diyemedi.
Kıyıda köşede dağ fare doğurdu diyen başlıklar… O kadar!
Derya deniz konuşma diye nitelenen konuşmayı manifestoya benzeten medyamız, RTE’yi memnun edecek birtakım öğeler keşfetmekte zorlandı ve bu çabasında başarılı da oldu.
RTE ülkenin önümüzdeki on yılı değil, kendi on yılını, geleceğini biçimlendirdi.
Genel başkanlıkta ancak iki yıl daha, 2014’e kadar tepede kalacağını açıkladı.
Bu tarihte Cumhurbaşkanlığı’na aday olduğunu ilan etti.
***
Oysa asıl amacının gizli yanını, güya 2023 vizyonunu içeren kitapçıkta açıkladı.
İkinci aşamada; başkanlık, yarı başkanlık sistemi getiremeyeceğini hesaplıyor.
Çankaya’ya çıkmayı sağlama almak amacıyla, anayasaya “partili cumhurbaşkanı” kuralını getirmeye...
...bugüne dek uygulamada yeri olmayan, partili birinin, örneğin bir genel başkanın, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda partisinden derhal istifa ederek tarafsız ve partisiz bir cumhurbaşkanı olmasını emreden anayasal kuralı silmeye hazırlanıyor.
Kuşkusuz genel başkanlıktan Çankaya’ya sıçrayan Özal’la Demirel’in parti lideri olarak yukarıya çıktığını…
…partilerinden istifa etmelerine karşın yukarıdan partiye ve hükümete müdahale ettiklerini, hatta Özal gibi yönetmeye çalıştıklarını gerekçe olarak gösterecek.
Amaç açığa çıkıyor: Çankaya’dan partiyi de iktidarda ise hükümeti de yönetmek!
***
Oysa, diğer bir amacı partili başka adayların önünü kesmek!
Örneğin, kongrede adı bile geçmeyen Abdullah Gül’ün yeniden partinin adayı olması ve seçilme şansını bir kalemde siliyor.
Öne sürdüğü kural yaşama geçerse; partinin aday göstereceği ve partili cumhurbaşkanı olarak yukarı çıkmaya tek aday, tek kişi kalıyor: RTE!
Kısacası; RTE, 2023’e ülkenin değil...
…kendisinin “farklı unvanlar” dediği cumhurbaşkanı olarak “yola devam edeceğini” açıklamış oluyor.
Manifesto dedikleri açıklamaların gerçek yüzü bu; oyun içinde oyun!
***
Kongredeki konuşmasında, gazetelere verdirdiği ilanlarda “büyük millet” diyor; Türk milleti adını açıklamaktan özenle kaçınıyor.
Pek çoklarımız, Mustafa Kemal derken büyük Atatürk’ü şükranla andığını sanıyor.
Oysa, ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da RTE de açıklamalarında, konuşmalarında Türk milleti diyemiyorlar. Türk milleti demekten özenle kaçınıyorlar.
Konuşmalarda dikkat çeken bir başka öğe ise siyaset önderlerinin Mustafa Kemal adını kullanmaya özen göstermeleri...
...örneğin bir süre Atatürk diyemeyen Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bir milletvekilinden gelen uyarı niteliğindeki tepki üzerine artık Mustafa Kemal adını Atatürk soyadıyla birlikte kullanıyor.
RTE de Cumhuriyetin kurucusunun adından söz ederken inkilap ve ilkelerini milli mücadeleyi birlikte özetleyen Mustafa Kemal Atatürk diyemiyor.
Son konuşmasında “Bu millete sevdalıyız” diyor. Hangi millete?
Kökeni Arap eşinin Arap milletine mi? Çeçen mi ne ise kökenim dediği Kafkas kaynaklı milletlerden birine mi?
***
Bakın 2023 vizyonu diyen kitapçığa. Yine seçim yatırımları göreceksiniz. Hemen hepsi güncel olaylara yanıt. Kamu hizmetlerinde, mahkemelerde Kürtçe savunma serbest olacak. Parti kapatmayı yasaklayacak falan filan.
RTE, on yılı yetmiyormuş gibi, bir yeni on yıl daha ülkeyi bindiriyor bir alamete, sürüklüyor yeni kıyametlere!