Susurluk'un kayıp çantası Haluk Kırcı'da


Ergenekon davasında, Tuncay Güney'i 2001 yılında sorgulayan eski Organize Şuçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu'nun tanık olarak dinlenmesine devam edildi.

İhtiyaroğlu, “siyaset-devlet-mafya” ilişkisinin ortaya çıktığı Kasım 1996’daki Susurluk kazasında kaybolan çantayı, Ankara’da 1978 yılında 7 TİP’li gencin katledilmesi olayının faillerinden Haluk Kırcı’nın aldığını söyledi. Mahkeme, tutuklu sanıklar ile avukatlarının görüşmesinin önüne geçmek için duruşma aralarında sanıkların salondan çıkarılmasına karar verdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi’ndeki küçük salonda görülen davanın 237. duruşması yapıldı. 3.5 yıldır tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan 16 duruşmadan men cezası olması nedeniyle duruşmaya katılamadı.Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin izinli olması nedeniyle mahkeme heyetine başkanlık eden Hüsnü Çalmuk, tutuksuz sanık eski Organize Şuçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın savunma tanığı, eski emniyet amiri Ahmet İhtiyaroğlu’nu salona aldı. Tuncay Güney’i, 2001 yılında sorgulayan İhtiyaroğlu’na Güney’in mülakat görüntüleri izletilerek sorular yöneltildi.

Güney’in Susurluk kazasına ilişkin ifadelerinin salondaki perdeye yansıtılması üzerine İhtiyaroğlu, Haluk Kırcı’ya ilişkin şunları anlattı: “Haluk Kırcı’yı biz aldık. Kırcı, Susurluk kazasında kaybolan çantayı kendisinin aldığını söyledi. Ben de bu yüzden mülakatı sırasında Tuncay Güney’e çanta ile alakalı sık sık soru sordum.”

Ahmet İhtiyaroğlu sorular üzerine “Aslında biz mülakatın görüntüsünü almayacaktık. Normal ifadeye geçecektik. Ancak Adil Bey (Adil Serdar Saçan) Başsavcı Aykut Cengiz Engin ile görüşmüş. ‘Görüntü alın’ denildiği için kayıt yapıldı” yanıtını verdi.Tanık İhtiyaroğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında kendisi hakkında da inceleme başlatıldığını belirterek, hakkında verilen takipsizlik kararının bir örneğini mahkemeye sundu.

Susurluk’ta kaybolan çanta

Davalar birleştirilmeden 1. Ergenekon davasının 2 Şubat 2009 tarihli duruşmasında o tarihte tutuklu bulunan sanık Sami Hoştan, Susurluk kazasında kaybolduğu söylenen ve kazada yaşamını yitiren Abdullah Çatlı’ya ait olduğu söylenen çantayı “Drej Ali” adıyla tanınan Ali Yasak tarafından alındığını söylemişti. Hoştan, daha sonra da ailesi tarafından getirilen boş bir çantayı, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’e vermişti.


Avukatların tepkisi

Duruşmaya saat 11.00’de ara verildiği sırada avukatların sanıklarla görüşmesine jandarma görevlileri engel oldu. Duruşma başladığında avukatlar, Başkan Hüsnü Çalmuk’tan böyle bir karar varsa yazılı olarak kendilerine verilmesini istedi. Başkan Hüsnü Çalmuk ise “Mahkeme Başkanı isterse sözlü, isterse yazılı karar verebilir” diye konuştu.Mahkeme heyeti öğle arasından önce sanık ve avukatların görüşmesini ilişkin ara kararlar aldı. Mahkeme “Sanık müdafilerinin ayakta ve yüksek sesle konuşmaları, fiziki temasta bulunmaları, madde alışverişi yapıldığı için tutuklu sanıkların duruşma aralarında salon dışındaki bekleme salonuna alınmasına” hükmetti. Başkan Çalmuk kararı okuduktan sonra “Kararımız sözlüydü, şimdi yazılı karar haline getirdi” dedi.Ara kararın ardından sanıkları salondan çıkaran jandarma görevlileri, avukatların da salondan çıkmasını istedi. Avukatlar da mahkemenin kararının sanıklarla ilgili olduğunu belirterek salondan çıkmadı.

Tuncay Güney’in mülakat video kaydı izlenirken avukatlar, “Çözüm metinlerinde hatalar olduğuna” dikkat çektiler. Başkan Çalmuk da çözümle ile görüntüler karşılaştırıldığında eksikler olduğunun anlaşıldığını belirtti. Mahkeme, firari şüpheli Tuncay Güney ile tutuksuz sanık Ümit Oğuztan’ın 2001 yılındaki İstanbul Organize Şuçlar Şubesi’ndeki mülakatının video kayıtlarının yeniden çözümlerinin yapılmasına karar verdi.

İhtiyaroğlu, Tuncay Güney’in kendisine nezarethanede “CIA’ya çalıştığını” söylediğini ifade ederek “Amerika’nın komünizmle mücadele için kurulan örgütü tasfiye etmek istediğini ve bunun için kendisinin kendisinin görevlendirildiğini söyledi” diye konuştu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel ise “CIA ajanı casusluk suç. Bunu bildirdiniz mi” diye sordu. İhtiyaroğlu “Ben soruşturmaya isteyerek katılmadım. Bir şey yapmadım. Keşke bildirseydim” diye konuştu.

Tuncay Güney’in birileri tarafından doldurulduğunu söyleyen İhtiyaroğlu şunları anlattı: “İstihbarat Şube tarafından Güney’in telefonları dinlenmiş. Görüntüleri kasete çekmişler. Bu konu İstihbarat Şube’ye nasıl geldi. Karar nasıl alınarak dinleme yapılmış. Neye göre karar alınmış bilmiyorum. İşin garibi aynı dönemde Sedat Peker konusunda biz de çalışıyorduk.”


Doğu Perinçek’in dayısı

Tuncay Güney’in video kayıtlarındaki “Doğu Perinçek’in dayısı Emcet Olcaytu Paşa” sözleri üzerine söz alan İşçi Partili Hikmet Çiçek “Doğu Perinçek’in dayısı general Turhan Olcaytu’dur. Bu davadan da yargılanan avukat Emcet Olcaytu ile Doğu Perinçek, dayı çocuklarıdır. Tuncay Güney sürekli yalanı söylüyor” dedi.


Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)