Ölümün telafisi olmaz
Salı, Ekim 02, 2012
Gerekli önlemler alınmaz, doğru politikalar uygulanmazsa; eğitimcilere ve diğer kamu görevlilerine yapılan saldırılar önlenemez.
Hükümetler, artan nufusa rağmen; Milli Eğitim Bakanlığ'ının azalan bütçesiyle soruna çözüm bulamaz.
Rabia Sevilay Durukan, İzmir Karabağlar Nazire Merzeci İlköğretim Okulu'nda görev yapan, devamsızlığı alışkanlık haline getirmiş öğrencisine, davranış kazandırmak için çaba sarfeden eğitim emekçisiydi.
Öğrencisine olumlu bir davranış kazandırmak istedi. Görevi başında bıçaklı saldırı sonucu şehit oldu.
Kalp rahatsızlığı olan öğretmen eşi Hüseyin Durukan, acı dolu süreci atlatarak, annesiz kalan 2 çocuğuna, bundan böyle hem analık, hem babalık yapabilmek için yaşama tutunmak zorunda.
Rabia öğretmen aynı zamanda sosyal bir kişilikti. Geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, '' 8 Kadın 1 Erkek Son İstasyon '' isimli tiyatro oyununda, kendi kaleme aldığı rolü canlandırmış.
Oyunda, sanki kendi sonunu görmüşçesine bir erkek tarafından bıçaklanarak öldürülmüş.
Öğretmenini bıçaklayarak ölümüne sebep olan öğrenciye geçelim. Babası, midye satarak geçimini sağlayan bir emekçi. Daha önceki okulunda da disiplinsiz davranış sergilemiş, bu nedenle tasdiknamesini olarak Nazire Merzeci İlköğretim Okulu'na gelmek zorunda kalmış. Burada da olumsuz davranış sergilemeye devam etmiş.
Söylenenlere göre; baba şiddetine maruz kalan, babayı model alarak anneye şiddet uygulayan, okulun bayan güvenlik görevlisine tokat atma cesaretini kendinde bulan ve disiplin cezası almayan bir karakter. Kardeşi de 1 kadını bıçaklamaktan cezaevinde.
Milli eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve diğer devlet erkanı, Sevilay öğretmenin cenaze törenine katılıyorlar. Bakan, üzüntülerini bildirerek, önlem alınmadığını açıklarcasına her türlü önlem alınacak sözünü veriyor.
Dinçer, '' Her türlü tedbir alındı, alınacak '' diyor. Ömer Dinçer'in görevde oluğu süreçte meydana gelen bir olay. Tedbir alındıy sa; Sevilay öğretmeni niçin yitirdik? Eğer; bir törende söylenen sözün ötesindeyse, sonuçlarını birlikte izleyeceğiz.
Bu olay ilk değil. 2011- 2012 Eğitim Öğretim Yılı'nda; Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 434 öğretmene saldırı olayı gerçekleşmiş. İşlem yapılmayan saldırı sayısı, bu rakamın çok üzerindedir.
Öğretmene yapılan saldırıyı ciddiye almaz; örgün öğretimin dışına çıkaran disiplin cezaları vermezseniz; benzeri olayların önünü kesemezsiniz. Öğrenciyi sevmek, hoşgörülü olmak öğretmenin vazgeçemeyeceği davranışlardandır. Öğrenci aileden gördüğü ve kendine doğal gelen davranışları öğretmenine gösteremez.
Yaşamında bir gün derse girmemiş kisilerin hazırlattıgı genelgelerde; hoşgörülü davranalım, öğrenciye ceza değil ödül verelim türü yaklaşımlar, sadece şiddete eğilimli çocukları pevasızlaştırıyor ve diğer öğrencilere olumsuz örnek oluşturuyor.
Devlet, sosyal bir devlet olduğunu unutur, eğitim kurumlarına ticari işletmeler gibi bakar, okulların hizmetli, memur ve güvenlik elamanını istihdam etmeyip, velilerin sırtına yıkmaya çalışırsa; bu sonuçların ortaya çıkması doğaldır.
Bakan yaptığı açıklamalarda, '' Öğretmen 15 saat çalışır, 3 ay tatil yapar '' der, bir şikayetiniz varsa bize telefon edin yeter gibi söylemlerde bulunursa; velilerimiz de; '' Öğretmen de kim? onu sürüm sürüm süründürttürürüm '' benzeri söylemleri öğrencisi yanında söylerse, bu sonuçları daha çok yaşarız.
Bu tür olayların son bulmasında samimiysek; bir an önce eğitim çalışanlarına yapılan saygısız davranış ve saldırılara verilecek cezaları arttıracak Ceza ve Ödül Yönetmeliği gözden geçirilmeli, okullara, öğretmen ve öğrenciler için psikologlar atanmalı, ortaöğretim okullarına verilen ödenek arttırılmalı, okulların ihtiyaç duyduğu hizmetli ve memur atamaları gerçekleştirilmelidir.